Vitamin ve mineraller, vücudumuzun metabolik fonksiyonlarını sürdürebilmesi için hayati öneme sahip bileşenlerdir. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan bireylerde, dengesiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları ile artan stres seviyeleri nedeniyle vitamin-mineral eksiklikleri sıkça görülmektedir. Bu durum, sağlık üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Vitaminler, genel olarak iki ana gruba ayrılır: Yağda çözünen ve suda çözünen vitaminler. A, D, E ve K vitaminleri yağda çözünen vitaminlerdir; bu vitaminler vücutta depolanabilir ve bu nedenle dikkatli bir şekilde alınmaları gerekmektedir. Diğer taraftan, B kompleks vitaminleri ve C vitamini suda çözünen vitaminlerdir. Bu vitaminler, vücutta depolanmadığı için fazlalıkları idrar yoluyla atılır ve bu da onları daha masum kılar.
K vitamini, vücudun sağlıklı işleyişi için önemli bir bileşendir. İnsan vücudu K vitaminini depolayabildiği için günlük alımına sürekli ihtiyaç duyulmaz. K vitamini, kan pıhtılaşmasını düzenleyen ve protein emiliminde kritik rol oynayan hayati bir vitamindir. K vitamini eksikliği oldukça nadir görülen bir durumdur.
K vitamini, 1920’lerin sonlarında Danimarkalı bilim insanı Henrik Dam tarafından yapılan kolesterol araştırmaları sonucunda keşfedilmiştir. K vitamininin iki ana türü bulunmaktadır: K1 ve K2. K1, filokinon adı verilen bitkisel kaynaklarda bulunurken; K2, menakinon adı verilen hayvansal gıdalar ve fermente ürünlerde yer alır. Vücuda alınan K1, bağırsak bakterileri tarafından K2’ye dönüştürülmektedir.
K vitamini eksikliği, çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bunlar arasında:
K vitamini eksikliği, bazı belirgin belirtilerle kendini gösterir. Bu belirtiler arasında şunlar yer alır:
K vitamini, birçok besinde bulunur. Bu besinler arasında:
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce