Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, sosyal medyada insanların kendilerini ifade ederken sıkça başvurduğu ve Oxford Sözlük tarafından yılın kelimesine aday gösterilen “Goblin Modu” hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Goblin Modu Nedir?
“Goblin Modu”, bireylerin bir noktada kendilerini iyileştirme çabalarını bir kenara bırakmaları olarak tanımlanabilir. Uzman Klinik Psikolog Merve Umay Candaş Demir, Goblin modundaki kişilerin genellikle dağınık bir yaşam tarzı benimsediklerini ve bilinçli bir tembellik ile isteksizlik içinde sadece günlük rutinlerini sürdürdüklerini ifade etti. Bu süreçte toplumsal normların bir kenara bırakıldığını vurguladı. Pandeminin getirdiği stresin kronik hale geldiğini belirten Demir, “İnsanlar tehdit karşısında stresle başa çıkmak için üç yol seçeriz: Kaç, savaş ve dona kal. Goblin modu, bu seçeneklerden en çok kaçma stratejisine işaret ediyor. Ancak kaçmak kısa vadede anksiyetemizi azaltırken, uzun vadede anksiyeteyi tetikleyici bir etki yaratabilir.” uyarısında bulundu.
Goblin Modu, Psikiyatrik Bir Terim Değil
“Goblin Modu” teriminin psikiyatrik bir kavram ya da hastalık ismi olmadığını belirten Merve Umay Candaş Demir, “Aksine, gündelik yaşama dair insanların duygularını ve içinde bulundukları durumu anlatmak için kullandıkları bir terimdir. Bu terim, sosyal normlara veya beklentilere bağlı kalmaksızın temel alışkanlıklara ve sıradan faaliyetlere kasıtlı bir şekilde teslim olma davranışını tanımlamak için kullanılan argo bir ifadedir.” dedi.
Goblin Modu, Bilinçli Bir Tembellik ve İsteksizlik İçeriyor
Kelimenin kullanılmaya başlanması, pandeminin üçüncü yılının geride bırakıldığı dönemde yaşanan psikolojik tablonun belirgin hale gelmesine denk geliyor. Pandemi sürecinde bireylerin pozitif kalma çabası, uzmanların umut aşılaması ve sağlıklı olmak için gösterilen aşırı çaba, yorucu bir psikolojik savaş oluşturdu. Bazı kişiler bu süreçte pes ettiler ve Goblin modu, bir noktada kendini iyileştirme çabasının bir kenara bırakılması olarak yorumlanabilir. Goblin modundaki kişiler genellikle dağınık, çoğu zaman bilinçli bir tembellik ve isteksizlik içinde günlük rutinlerini sürdürüyorlar. Bu bağlamda toplumsal normlar bir kenara itiliyor.
Goblin Modunda Kişi, Duygularını Hissetmiyor
Pandeminin toplum üzerindeki yıpratıcı etkilerini vurgulayan Demir, “İnsanlar salgından o kadar yoruldu ki, bazıları bu süreçle ancak varoluşsal konumlarıyla başa çıkabilir hale geldi. Yabancı basında bu mod, ‘ahlaksızlığın konforunu kucaklayan’ şeklinde tanımlanıyor. Bu moddaki kişi, duygularını hissetmez, tüm gününü yatarak geçirir, sevdiği dizilerin bölümlerini arka arkaya izler, sosyal medyada amaçsızca gezinir, sağlıklı beslenmekten uzak durur, dış görünüşüne önem vermez ve bir anlamda kaçış içinde varlığını sürdürür.” şeklinde konuştu.
Goblin Modu, Depresyonu Anımsatıyor
Goblin modundaki bireylerin kendi iyilik hallerini umursamadığı gibi başkalarını da önemsemediğine dikkat çeken Merve Umay Candaş Demir, “Bu dönemde bazı bireylerde alkol ve madde kullanımının artabileceği gözlemleniyor. İnsanların hayat amaçlarını kaybettikleri ve toplumsal normları bir kenara ittiği bu tablo, sıklıkla depresyonu hatırlatıyor. Gündelik yaşam bir şekilde devam etse de, insanlar sorgulamadan, duygu hissetmeden, robot gibi yaşamlarını sürdürmekte ve bunu sorun olarak görmemektedirler.” dedi.
Goblin Modu, Kaçma Stratejisine İşaret Ediyor
Pandeminin stresi kronik hale getiren bir süreç yarattığını kaydeden Demir, “Biz tehdit karşısında stresle başa çıkmak için üç yol seçeriz: Kaç, savaş ve dona kal. Goblin modu, bu seçeneklerden en çok kaçma stratejisine işaret ediyor. Ancak kaçmak kısa vadede anksiyetemizi azaltırken, uzun vadede anksiyeteyi tetikleyici bir etkiye sahip olabilir.” uyarısında bulundu.
Goblin Modu Nasıl Geçer?
Sinir sistemimizi düzenlemek için daha sağlıklı yollar tercih edilmesini öneren Demir, “Bunun için öncelikli olan, kişinin kendi gerçek varoluşunu ortaya koymasıdır. Kendinizi tanıyın ve ne istediğinizi keşfedin. Sağlıklı beslenmek, zihnimizin de sağlıklı çalışmasını destekler. Aynı zamanda sosyalleşmek, sinir sistemimizin stresle başa çıkmak için kullandığı dördüncü bir yol olarak literatüre girmiştir. Başkalarıyla konuşmak, duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak her zaman onları daha yönetilebilir hale getirecektir.” tavsiyesinde bulundu.
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce