Ulvi Cemal Erkin: Türk Müziğinin Öncüsü

Ulvi Cemal Erkin: Türk Müziğinin Öncüsü

ABONE OL
January 25, 2025 00:43
Ulvi Cemal Erkin: Türk Müziğinin Öncüsü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ulvi Cemal Erkin: Türk Müziğinin Öncülerinden Biri

Çağdaş Türk müziğine yön veren önemli bestecilerden biri olan Ulvi Cemal Erkin, üst düzey bürokrat Mehmet Cemal Bey ile Nesibe Hanım’ın çocuğu olarak 14 Mart 1906‘da İstanbul’da dünyaya geldi. Müzik kariyerine çocuk yaşta piyano çalan annesi ve keman dersleri alan ağabeyi sayesinde ilgi duymaya başlayan Erkin, ilk müzik eğitimini annesinden aldı. Henüz 7 yaşındayken babasını kaybeden sanatçı, sekiz yaşında Fransız öğretmen Mercenier ve İtalyan müzik öğretmeni Adinolfi’den piyano dersleri almaya başladı. Kısa sürede büyük aşama kaydederek yeteneğini kanıtladı.

Ulvi Cemal Erkin’in Eğitim Yaşamı

Galatasaray Lisesi’nden 19 yaşında mezun olan Ulvi Cemal Erkin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) yurt dışı müzik eğitimi için açtığı sınavı kazanarak 1925’te Fransa’nın başkenti Paris’e gitti. Paris Konservatuvarı’nda Isidor Philip ve Camille Decreus ile piyano, Jean Gallon ile armoni, Noel Gallon ile kontrpuan çalıştı. Daha sonra, Ecole Normale de Musique de Paris adlı müzik okulunda Nadia Boulanger’nin kompozisyon öğrencisi oldu. Sanatçı, orkestra için yazdığı “İki Dans” adlı ilk eseriyle birlikte keman ve piyano için kaleme aldığı “Ninni, Emprovizasyon ve Zeybek” adlı eserlerini Paris’te tamamladı.

Türkiye’ye döndüğünde, 1930’da Ankara Musiki Muallim Mektebi’nde armoni ve piyano öğretmeni olarak atandı. 1936’da devlet konservatuvarı olarak düzenlenen okulda piyano dersi vermeye devam etti. 1949-1951 yıllarında müdür olarak görev yaptığı konservatuvarda, hayatının sonuna kadar piyano bölümü şefi ve öğretmeni olarak çalışmayı sürdürdü. Erkin, öğretmenliğe atandığı tarihten itibaren, bazen bir piyano konçertosu ile solist, bazen besteci, yorumcu, öğretmen ve orkestra şefi olarak önemli görevler üstlenerek klasik müziğin sevilmesi ve yaygınlaşmasında öncülük etti.

1932 yılında Leipzig Konservatuvarı’ndan mezun olup Musiki Muallim Mektebi’nde piyano öğretmenliğine atanan Ferhunde Remzi ile dünyaevine girdi. Bu birlikteliklerinde, yurt içinde ve yurt dışında verdikleri konserlerle başarılarını ve heyecanlarını paylaştılar; kendilerini genç müzisyenleri yetiştirmeye ve çok sesli müziği yaymaya adadılar.

Ulvi Cemal Erkin’in sanatsal yaklaşımına dair, adına kurulan internet sitesinde Koral Çalgan’ın yazılarından faydalanılarak hazırlanan biyografide şu ifadeler yer almaktadır:

“Halk müziğinin zengin kaynaklarından yararlanıp, aksak ritimli yapının arasına ya da üstüne taksim gibi serbest bir bölme yerleştirerek değişik hava yaratmak, Ulvi Cemal Erkin’in sıkça ve başarıyla uyguladığı bir tekniktir. Erkin, yapıtlarında kolayca benimsenen ve akılda kalan Türk ezgilerini bulup bunları zevkli bir armoni üzerine oturtmasını, Anadolu’nun kokusunu, rengini ve sesini Batı’nın tekniği ile çağdaş kalıplar içine ustaca dökmesini bilmiştir. Ulvi Cemal Erkin’in eserlerindeki içtenlik, sıcaklık ve yalınlık, onların sevilip sık çalınmasının başlıca nedeni olmuştur. İncelikli bir beğeni süzgecinden geçirerek uzun uzun düşünen ve müziği notaya aktarırken titizlenen Erkin, duyguyu daima öne alan özgün eserler vermiş ve soylu olanı seçmesini bilen kişisel stiliyle ülkesinin müziğini yüceltmiştir.”

Ankara Radyosu Müdürlüğü döneminde tanıştığı Vedat Nedim Tör, Erkin’in vefatının ardından yayınlanan bir yazısında şunları aktarmıştır: “Ulvi’nin ‘Köçekçelerini ve piyano partisini sevgili eşi Ferhunde’nin çaldığı piyano konçertosunu, Prof. Pretoryus’un idaresindeki Cumhurbaşkanlığı Orkestrası’ndan ilk dinlerken duyduğum heyecan ve haz, beni bugün bile ürpertiyor. Ulvi Cemal Erkin, hemen hemen bütün eserlerinde Türk müziğinin ritim ve melodilerinden yararlanmış ve böylece dünya sanat müziğine yeni katkılarda bulunarak uluslararası bir değer kazanmasını bilmiştir.”

Radyo dergisinin 1 Ocak 1945’te çıkan sayısında Baki Süha Ediboğlu’nun yaptığı “Erkin Ailesi Arasında” başlıklı mülakata katılan Ferhunde Remzi Erkin, şu ifadeleri kullanmıştır: “Aynı meslekte iki insanın birbirinden alıp vereceği kuvvet ne ise biz de Ulvi ile böyle bir sanat alışverişi içinde birbirimizi tanıdık ve birleştik. O yazar, ben çalarım ve beraber konuşuruz. Mesleğimiz gibi meşrebimiz de birbirine uygundur, çok şükür.”

Ulvi Cemal Erkin’in Sanat Yaşamı

Ulvi Cemal Erkin, 1943’te Cumhuriyet Halk Partisi’nin açtığı beste yarışmasına “Köçekçe” ve “Piyano Konçertosu” ile katıldı. Ödüle layık görülen Piyano Konçertosu, aynı yıl Ferhunde Erkin solistliğinde önce Riyaset-i Cumhur Orkestrası, daha sonra ise Berlin Şehir Orkestrası tarafından yorumlandı. Usta besteci, kendi bestelerinden oluşan ilk konserini 1946’da verdi. Fransız ve İtalyan devletleri tarafından onur ve liyakat nişanlarıyla ödüllendirilen Erkin, 1971’de “devlet sanatçısı” unvanını aldı. Eserleri yurt dışında da sıklıkla yorumlanan Erkin, yapıtlarını seslendiren Çek Filarmoni Orkestrası, Colonne Orkestrası ve Paris Radyo Senfoni Orkestrası’nı konserlerinde bizzat yönetti.

Ulvi Cemal Erkin’in Ölümü

Başarılı sanatçı, 15 Eylül 1972‘de, 66 yaşında iken kalbine yenik düşerek Ankara’da hayata veda etti. Ahmet Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar ve Necil Kazım Akses gibi önemli isimlerin de içinde bulunduğu “Türk Beşleri” arasında yer alan Erkin’in eserleri şöyle sıralanabilir:

  • “İki Dans” (1930)
  • “Ninni, Emprovizasyon ve Zeybek Türküsü” (1929-1932)
  • “Beş Damla” (1931)
  • “Bülbül ve Ayın On Dördü” (1932)
  • “Konçertino” (1932)
  • “Bayram” (1934)
  • “Yaylı Çalgılar Dörtlüsü” (1936)
  • “Yedi Halk Türküsü” (1936)
  • “İki Sesli Türküler” (1936)
  • “Çocuklar İçin Yedi Kolay Parça” (1937)
  • “Duyuşlar” (1937)
  • “Karagöz” (1940)
  • “Piyano Konçertosu” (1942)
  • “Köçekçe” (1943)
  • “Piyano Beşli” (1943)
  • “Yedi Türkü” (1945)
  • “Senfoni No: 1” (1944-1946)
  • “Piyano Sonatı” (1946)
  • “Keman Konçertosu” (1947)
  • “Senfoni No: 2” (1948-1958)
  • “Keloğlan” (1950)
  • “Sinfonietta” (1951-1959)
  • “On Türkü” (1963)
  • “Altı Prelüd” (1967)
  • “Konçertant Senfoni” (1966)
  • “Senfonik Bölüm” (1968-1969)

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP