Ülser hastalığı, mide veya bağırsakların iç yüzeyinde meydana gelen yaralara verilen isimdir. Günümüzde giderek yaygınlaşan stres, dengesiz beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzındaki değişiklikler, ülserlerin sıklığını artıran başlıca etkenler arasında yer almaktadır. Bu sağlık sorunu hakkında doğru bilgi edinmek, hem tedavi süreçleri hem de önleyici tedbirler açısından son derece önemlidir.
Ülserler, vücutta normalde bulunan asit ve pepsin enzimlerinin aşırı üretimi sonucunda ortaya çıkar ve bu durum, dokularda tahribata yol açar. Ülser hastalığı genellikle karın ağrısı, bulantı, kilo kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir ve tedavi gerektiren bir durumdur.
Ülserlerin en yaygın sebebi, Helicobacter pylori adındaki bakterinin varlığı ve NSAID (nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar) gibi ilaçların düzenli kullanımıdır. Bunun dışında, ülser oluşumuna katkıda bulunan diğer etkenler şunlardır:
Ülserler, yerleşim yerlerine göre iki ana gruba ayrılabilir: Eğer ülser midenin içinde meydana geliyorsa buna mide ülseri, ince bağırsağın üst kısmında oluşuyorsa buna ise duodenal ülser denir.
Mide ülseri, her yaştan ve cinsiyetten bireyde görülebilmekle birlikte, 50 yaş sonrası erkeklerde daha sık rastlanmaktadır. Duodenal ülserler, mide ülserlerine nazaran daha yaygındır. Bu tür ülserlerden muzdarip hastalar genellikle üst karın bölgesinde ağrı, yanma ve rahatsızlık hissi ile doktora başvururlar. Ayrıca, mide ülseri ve duodenal ülserin yol açtığı diğer belirtiler arasında bulantı, kusma, aşırı gaz ve şişkinlik, geğirme ve kilo kaybı yer almaktadır.
Ülser tanısı, klinik muayene, laboratuvar testleri ve görüntüleme yöntemleriyle konulduktan sonra, Helicobacter pylori bakterisini hedef alan ilaçlar kullanılır. Eğer bakteri hâlâ mevcutsa, enfeksiyonu yok etmek için antibiyotik tedavisine başlanır. Ülser tedavisinde amaç, mide asidinin azaltılması ve hastanın şikayetlerinin hafifletilmesidir. Mide asidinin ülser üzerindeki olumsuz etkisinin ortadan kaldırılması, iyileşmeyi hızlandırır.
İlaç tedavisinin yanı sıra, bazı durumlarda asit ve pepsin salgılanmasını engellemek amacıyla vagus sinirinin kesilmesi gibi cerrahi yöntemler de uygulanabilir. Ancak bu tür bir işlem, tekrarlama riskini tamamen ortadan kaldırmaz. Bazı ülser vakaları, ciddi komplikasyonlara yol açabileceğinden, cerrahi müdahale gerektirebilir.
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce