Türkiye’nin Deprem Tehlikesi ve Erken Uyarı Sistemleri

Türkiye’nin Deprem Tehlikesi ve Erken Uyarı Sistemleri

ABONE OL
January 22, 2025 00:08
Türkiye’nin Deprem Tehlikesi ve Erken Uyarı Sistemleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye’nin Deprem Tehlikesi ve Çözüm Önerileri

Son zamanlarda özellikle Ege Bölgesi’nde artan depremler, potansiyel büyük bir depremin tehlikesini yeniden gündeme getirmiştir. Uzmanlar, bu büyük depremi beklemek yerine, depreme karşı acil tedbirlerin alınması gerektiğini vurguluyorlar. Teknolojik sistemlerin kullanımı, bu tedbirlerin önemli bir parçası olarak öne çıkıyor. Geliştirilen sistemler sayesinde, depremin meydana gelmesinden saniyeler önce haberdar olabilmek mümkün. Uzmanların görüşüne göre, bu erken uyarı sistemi, olası büyük bir depremde 20-25 milyon insanın hayatını kurtarabilir.

Doğal afetler, iklim değişiklikleri ve Türkiye’nin %92’sinin deprem bölgesi olması, bu konunun ciddiyetini artırıyor. Ömer Tarhan Dıvarcı, “Bu durum artık bir milli güvenlik sorunu olarak değerlendirilmeli. Yeni teknolojiler ile bu tehlike bertaraf edilebilir. Ancak sanayi kuruluşlarının bilimsel yaklaşımları benimsemesi ve hemen hayata geçirmesi gerekiyor. Sanayi kuruluşlarındaki mühendislik birimleri, bilimsel yaklaşımları kabul edip kendi alanlarıyla entegre edebiliyorlar; fakat İş Sağlığı Güvenliği (İSG) birimleri, yenilikleri adapte etme ve uygulama konusunda oldukça yetersiz kalıyor” diye belirtti.

Erken Algılama ve Uyarı Sistemi

Dıvarcı, depremin erken algılama ve uyarı sisteminin hayat kurtarıcı özelliklerini şu şekilde açıkladı: “Kişinin deprem merkezine uzaklığına göre, fay hattına en yakın yerleşim yerlerine erken uyarı 8 saniye öncesine kadar verilebilir. Deprem merkezinden uzaklaşınca bu süre artabilir. Örneğin; Sarıyer’de ikamet eden bir kişi, eğer deprem Silivri’de olursa, bu kişi için 15-20 saniyelik bir uyarı süresi söz konusu olabilir. Sistemin şaşırma ihtimali yok; sistem doğru bir şekilde kurgulandığında, yazılım buna göre ayarlanabiliyor ve insanları %100 doğrulukla uyarabiliriz.”

Sistemin Yaygın Kullanılmamasının Nedenleri

Dıvarcı, sistemin yaygın kullanılmamasının sebeplerini şöyle sıraladı: “Türkiye’de depremle ilgili bazı adımlar atılıyor, ancak 20 yıldır deprem erken uyarı sistemi ile ilgili ciddi bir gelişme yok. Bilim insanları depremin nasıl oluştuğunu biliyor, fakat ne tür tedbirler alınması gerektiği konusunda bilgi eksikliği var. Bu durum, sanayi ile ilgili deneyim eksikliğinden kaynaklanıyor. Ayrıca, bahsettiğimiz bilim insanları 10-15 saniyeyi önemsiz buluyor. Oysa ki, 10 saniye içinde binaların boşaltılması mümkün. Bu sistemin yaygınlaşmamasının nedenlerinden biri de, 20 yıl boyunca bu uygulamayı kabul etmeyip hiçbir şey yapamamış olmanın getirdiği baskıdır.”

Yaşam Hakkı ve Eğitim

Dıvarcı, erken algılama ve uyarı sisteminin yaşam hakkının bir parçası olduğunu vurguladı: “Hiç kimse bir insanın yaşama hakkını elinden alamaz; bu, hukuken mümkün değildir. 6-8 saniye yetersiz diyerek, yurttaşların yaşama hakkını kısıtlamış oluyorsunuz. Kimsenin bu sistem çalışmaz demeye hakkı yok. Bu durumun sonuçları olmalı, çünkü 3-5 saniyeme kimse karar veremez. Ayrıca, 20 saniye kazanabilecek bir insanın da hakkını ihlal ediyorsunuz. Bu sistem, İstanbul’a yaklaşık 3-3.5 milyon Avro gibi bir maliyetle kurulabilir. Bu rakam, İstanbul’un bir buçuk yıllık lale parasına eşdeğerdir.”

Dıvarcı, yurttaşların bireysel olarak da alması gereken tedbirler olduğuna dikkat çekti: “Evde güvenli bir ortam yaratmak mümkün. En küçük odalarınızı güçlendirerek güvenli alanlar oluşturabilirsiniz. Eğer bir binada her katta aynı odanın güçlendirildiğini düşünürsek, bu durum binanın statik yapısını da güçlendirecektir. Yurttaşların bilinçlendirilmesi ve eğitim alması şart. Erken uyarıyı aldıktan sonra etkili bir şekilde kullanmanız gerekiyor. Bu yöntemlerin tümü bilimsel testlerle de kanıtlanmıştır. Boğaziçi Üniversitesi, AFAD, Ege Üniversitesi bu sistemin varlığını biliyor, ama çoğunlukla ‘8-10 saniye yetersiz’ düşüncesine takılıp kalıyorlar. Ben 1 saniye daha yaşayacaksam, bu kararın sahibi ben olmalıyım” dedi.

Dıvarcı, tehlikenin büyük olduğunu vurgulayarak, “Beklenen büyük bir deprem var. Kaç kişinin öleceğini veya kurtulacağını bilmiyoruz. Bahsettiğimiz sistem, 20-25 milyon insanın kaderini etkiliyor. Japonya ve Meksika neden bu sistemleri kullanıyor? Onlar sürelerin kısa olduğunu bilmiyor mu? 2006 yılında İtalya’da büyük bir deprem yaşandı. Oradaki bilim insanları benzer bir muameleyle karşılaştı ve devlet, hayatını kaybedenlerin aileleri tarafından dava edildi. Deprem erken uyarı sistemi ile 30 saniye öncesine kadar uyarı alabilen yerler mevcut. Bu insanların tehlikeli binaların içinde durmaması gerekiyor. Yapılması gereken çok şey var…” şeklinde sözlerini tamamladı.

Deprem Erken Algılama ve Uyarı Sistemi Nasıl Çalışır?

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP