Selefiler tehlikeli mi? Müslüman ülkeler, din ve şiddetin iç içe geçtiği coğrafyalarda yaşanan olaylarla sürekli olarak gündemde bulunuyor. Bu bağlamda, son yıllarda öne çıkan bir akım olan Selefizm, hem dini hem de siyasi açıdan tartışmalara neden oluyor. Selefizm, İslam’ı ilk dönemindeki anlayışa geri dönmeyi hedefleyen bir akım olarak öne çıkarken, bu durum beraberinde birçok soru işaretini de getiriyor.
Özellikle radikal yorumlarıyla bilinen Selefizm, bazı çevreler tarafından sınırlı bir tehlike olarak görülse de, diğer bir perspektife göre sınırsız bir tehdit oluşturabilir. Dinin siyasetle iç içe geçtiği bölgelerde etkili olan bu akım, bireylerin günlük hayatından tutun da devlet yapılanmalarına kadar geniş bir alanda etki sahibi olabiliyor.
Selefizm’in, İslam dünyasındaki dinî ve siyasi dengeyi nasıl etkilediği, bu akımın temsilcilerinin nasıl bir strateji izlediği ve uluslararası boyutta nasıl bir güvenlik tehdidi oluşturduğu, süregelen tartışmaların merkezinde yer alıyor.
Müslüman ülkelerde din ve şiddetin iç içe geçtiği coğrafyalarda ön plana çıkan Selefizm akımı, barışın simgesi olan İslam’ın içinde radikal bir boyutu temsil ediyor. Terim olarak “silme” kökünden türeyen İslam, ne yazık ki bu coğrafyalarda barışın egemen olmadığı, kanlı sınırların sürekli genişlediği bölgeler olarak biliniyor.
Selefizm, cihadizmle birleşerek kana bulanmış sınırların sınırsızlığına işaret ediyor. Filistin sorunu, 1979 İran Devrimi, Afganistan’ın Sovyet işgali gibi olaylar, cihat kavramının modern dünyada militarist ve militan bir anlam kazanmasına neden oldu. Selefizm ve cihadizm, şiddeti kutsayarak, din adına savaşı özendirip, coğrafyalarını sınırsızca genişletme eğiliminde.
Modern dünyaya ve Batı’ya karşı oluşturdukları düşmanlık, Cihadizm ve Selefizmin, dini söylemlerle her coğrafyada etkili olmasını sağlıyor. Selefizm, dini kültürü kullanarak modern dünyaya ve Batı’ya karşı sert bir karşıtlık oluştururken, bu ideoloji kolaylıkla Müslüman toplumları etkileyebilir ve her yerden militan devşirebilir.
Cihadizm ve Selefizmin, moderniteye ve Batı’ya karşı düşmanlıkta dinin özünü teşkil ettiği düşüncesi, Selefizmin ve Cihadizmin militarist bir anlamda şiddeti ve cihadi mücadeleyi ön plana çıkarmasına yol açıyor. Dinin barışçıl anlamından uzaklaşarak, şiddeti ibadetleştiren Cihadizm ve Selefilik, modern dünyaya karşı bir tehdit olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor.
GÜNDEM
02 April 2025EKONOMİ
02 April 2025GENEL
02 April 2025GENEL
02 April 2025GÜNDEM
02 April 2025SPOR
02 April 2025GÜNDEM
02 April 2025