Peter Pan sendromu, bireyin yetişkinlik dönemine geçişteki sorumluluklarından kaçma arzusunu tanımlayan bir durumdur. Psikanalist Dan Kiley tarafından 1983 yılında tanımlanan bu sendrom, genellikle 25-40 yaş arası erkeklerde görülmektedir. Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, sendromun temelinde, bireyin kaçınılmaz yaşlanmayı kabullenememesi ve yetişkinliğin getirdiği sorumluluklardan kaçma isteğinin yattığını belirtiyor. Bu durum, kişinin mutlu ve verimli bir yaşam sürmesini engelleyebilir. Dr. Yavuz’a göre, bu sendromu yaşayan bireyler, insan ilişkilerinde zorlanmakta ve genellikle aile kurma isteğinden uzak durmaktadırlar. Ayrıca, kariyerlerinde ilerlemek için gerekli çabayı göstermeyebilirler ve sıklıkla ulaşılması imkansız hayallere kapılabilirler.
Peter Pan sendromundan muzdarip kişiler, sorumluluklarını sürekli olarak erteleyen ve çocuk kalma isteği taşıyan bireylerdir. Dr. Yavuz, bu kişilerin yaşamlarını macera arayışı ve büyümekten kaçışla geçirdiğini ifade ediyor. Evlilik veya çocuk sahibi olma gibi durumlar, bu bireyler için kaçılması gereken sorumluluklar olarak algılanmakta. Bu nedenle, genellikle ailelerinin yanında kalarak daha rahat ve kaygısız bir yaşam sürmeye çalışmaktadırlar.
Bu sendromun temelinde, aşırı korumacı ebeveyn tutumları yatmaktadır. Dr. Yavuz, bu bireylerin çocukluk dönemindeki sorunlarının ebeveynleri tarafından sürekli olarak çözüldüğünü ve sorumlulukların da yine ebeveynler tarafından üstlenildiğini belirtiyor. Bu durum, söz konusu bireylerin yetişkinliklerinde sorumluluk alma ve problem çözme konusunda yetersiz kalmalarına neden olmaktadır. Ebeveynleriyle bağımlı bir ilişki kuran bu bireyler, dış dünyayı tehlikeli bir yer olarak algılamakta ve büyümeyi reddetmektedirler.
Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, bu sendromun bazı belirgin belirtilerini şu şekilde sıralamaktadır:
Dr. Yavuz, Peter Pan sendromunun “bumerang nesli” olarak adlandırılan bireylerde sıkça görüldüğünü, bu bireylerin normal yaşam evrelerini (okulu bitirme, evden ayrılma, para kazanma, evlenme ve çocuk sahibi olma gibi) tamamlayamadığını vurguluyor. Bu sendromu yaşayan bireyler, ev işleri, ekonomik sorumluluklar ve alışveriş gibi temel görevleri bir yük olarak görmekte ve ailelerinin evine dönerek bu yükten kaçmayı tercih etmektedirler. Sosyal ilişkilerinde, bu bireylerin derin ve anlamlı bağlantılar kurma konusunda zorluklar yaşadıkları gözlemlenmektedir. Diğer insanların ihtiyaçlarına karşı duyarsız davranabilirken, sosyal çevreleri genellikle kalabalık olmaktadır ve planlanan aktiviteleri kaçırma konusunda oldukça heveslidirler.
Duygusal olgunluk kazanamayan bu kişiler, aşkı da çoğunlukla bir sorumluluk olarak algılayarak ilişkilerini çıkmaza sürüklemektedirler. Dr. Yavuz, bu sendroma sahip erkeklerin genellikle güçlü ve sorumluluk sahibi kadınlarla ilişki kurmayı tercih ettiklerini belirtiyor. Bu bireyler, daha önce ebeveynleri tarafından üstlenilen sorumlulukları partnerlerine yıkma eğiliminde olup, bu durum ilişkilerinde sorunlara yol açabilmektedir. Zamanla bu rutin, ilişkide yalanların ve ihanetlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Peter Pan sendromuna sahip bir bireyin yakınında bulunanların dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Dr. Yavuz, şu önerilerde bulunmaktadır:
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce