Otizm spektrum bozukluğu (OSB), bireylerin iletişim, sosyal etkileşim ve davranış alanlarında zorluklar yaşadığı karmaşık bir durumdur. Genellikle 2 ile 3 yaşları arasında belirtiler göstermeye başlar ve yaşam boyu süren bir durumdur. Otizm, her bireyi farklı şekillerde etkileyen bir spektrum bozukluğudur. Otizmli kişiler, diğer insanların hislerini ve düşüncelerini anlamakta güçlük çekebilirler, bu da kendilerini ifade etme biçimlerini zorlaştırabilir. Bazı otizmli bireyler, sanatsal veya matematiksel yeteneklerde olağanüstü becerilere sahipken, iletişim kurmada zorluk yaşayabilirler. Son yıllarda otizm teşhisi konulan çocuk sayısı artmıştır; ancak bu artış, gerçekten daha fazla çocuğun otizmli olmasından ziyade, teşhis yöntemlerindeki değişikliklerden kaynaklanabilir.
Otizmli bireylerin her biri, farklı seviyelerde ve şekillerde etkilenebilir. Bazı bireyler, sosyal etkileşim, öğrenme veya iletişim becerilerinde daha fazla zorluk yaşarken, günlük yaşamlarında yardıma ihtiyaç duyabilirler. Bu durum genellikle düşük işlevli otizm olarak adlandırılır. Diğer bireyler ise daha az belirgin semptomlar gösterir, genellikle okulda başarılı olurlar ve sosyal iletişimde daha az zorluk yaşarlar; bu bireyler yüksek işlevli otizm olarak nitelendirilir. Ancak bu terimler, bazen kırıcı olabilir. Bunun yerine bireylerin otizmden nasıl etkilendiğini açıklamak için “daha belirgin” veya “daha az belirgin” gibi ifadeler kullanmak daha uygun olabilir.
Otizm belirtileri genellikle çocuk 3 yaşına gelmeden önce ortaya çıkar. Bazı bireyler doğumdan itibaren belirtiler göstermeye başlayabilir. Yaygın otizm belirtileri şunlardır:
Ayrıca, bazı otizmli çocuklar ergenlik dönemine kadar başlamayabilecek nöbetler de yaşayabilir.
Yetişkinlerde otizm belirtileri farklı şekillerde kendini gösterebilir. Yaygın belirtiler arasında şunlar bulunmaktadır:
Yetişkinlerde otizmin diğer belirtileri şunlardır:
Çocuklar, otizm belirtilerini farklı şekillerde gösterebilirler. Bu belirtiler arasında:
Otizm türleri, bir zamanlar bağımsız durumlar olarak düşünülüyordu, ancak şimdi hepsi otizm spektrum bozuklukları içerisinde sınıflandırılmaktadır:
Otizmin kesin nedenleri net değildir. Ancak, beynin duyusal girdileri yorumlama ve dil işleme ile ilgili bölümlerinde sorunlar olabileceği düşünülmektedir. Otizm erkeklerde kızlardan dört kat daha fazla görülmektedir ve her ırktan, etnik kökenden veya sosyal geçmişten bireylerde ortaya çıkabilir. Ailenin geliri, yaşam tarzı veya eğitim düzeyi, bir çocuğun otizm riskini etkilemez. Ancak bazı risk faktörleri şunlardır:
Otizm, ailelerde sıkça görülen bir durumdur, bu da belirli gen kombinasyonlarının çocuğun riskini artırabileceğini gösterir. 1.000’den fazla gendeki değişiklikler otizmle bağlantılı olabilir, ancak bunların tümü henüz doğrulanmamıştır. Genetik faktörler, bir bireyin otizm riskini %40 ila %80 arasında etkileyebilir. Genel risk, genetik yapı, çevresel faktörler, ebeveynlerin yaşı ve doğum komplikasyonlarının birleşimi ile belirlenir. Nadir gen mutasyonları veya kromozom sorunları, otizmli bireylerin %2 ila %4’ünün durumunun tek nedeni olabilir. Otizmde rol oynayan genlerin çoğunun beyin gelişimi ile ilgili olduğu düşünülmektedir, bu da otizm semptomlarının iletişim, bilişsel işlevsellik veya sosyalleşme ile ilgili sorunları içermesinin nedenini açıklayabilir.
Aşıların otizme neden olduğu yönünde herhangi bir bilimsel kanıt yoktur. Bazı bireyler, aşıların otizme yol açtığına dair endişelerini dile getirmiştir; ancak yapılan araştırmalar, bu ikisi arasında hiçbir bağlantı bulunmadığını göstermektedir. Uzmanlar, çocuklar ve yetişkinler için birçok aşının güvenliğini incelemiş ve nadir istisnalar dışında aşıların son derece güvenli olduğunu tespit etmişlerdir. Diğer çalışmalarda, farklı aşıların içerikleri incelenmiş ve otizm ile herhangi bir bağlantı tespit edilememiştir. Aşıların hastalıklara karşı sağladığı koruma, potansiyel risklerden çok daha fazladır.
Otizm için kesin bir teşhis koymak zor olabilir. Doktor, bireyin davranış ve gelişimine odaklanacaktır. Çocuklar için teşhis genellikle iki adımda gerçekleşir. İlk olarak, gelişimsel tarama, çocuğun öğrenme, konuşma, davranış ve hareket etme gibi temel becerilerde yolunda gidip gitmediğini değerlendirir. Uzmanlar, çocukların 9, 18 ve 24 veya 30 aylıkken düzenli kontrolleri sırasında bu gelişimsel gecikmeler için taranmasını önerir. Çocuklar, özellikle 18 ve 24 aylık kontrollerinde otizm açısından düzenli olarak kontrol edilirler. Eğer çocuk bu taramalarda bir sorun belirtisi gösteriyorsa, daha kapsamlı bir değerlendirmeye ihtiyaç duyacaktır. Bu değerlendirme işitme, görme testleri veya genetik testleri içerebilir. Doktor, gelişimsel çocuk doktoru veya çocuk psikoloğu gibi otizm bozuklukları konusunda uzmanlaşmış birini dahil etmek isteyebilir. Bazı psikologlar, Otizm Tanısal Gözlem Çizelgesi (ADOS) adı verilen bir test de uygulayabilir. Eğer çocukken otizm teşhisi konulmamışsa ancak şimdi belirtiler gösteriliyorsa, bir doktora danışmak önemlidir.
Otizm teşhisi aldıysanız, kendinizi en iyi şekilde hissetmek için atabileceğiniz bazı adımlar bulunmaktadır:
Kaynak: WebMD
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce