Muğla’nın Milas ilçesinde, maden sahasını genişletmek isteyen YK Enerji, Akbelen Ormanındaki ağaçları kesme girişiminde bulundu. Yaklaşık üç yıldır bu duruma karşı direnen İkizköylüler, 24 Temmuz 2023 tarihinde ormandaki ağaçların kesilmesine karşı koymak için alanı doldurdu. Ancak, bu direniş sırasında polis ve jandarma tarafından müdahaleye maruz kaldılar, bazı köylüler ve çevreciler gözaltına alındı, ağaçlar kesilmeye başlandı.
Ağaç kesimlerinin ardında, YK Enerji ile Orman Genel Müdürlüğü arasında imzalanan bir Ağaçlandırma İş Birliği Protokolü olduğu ortaya çıktı. 18 Aralık 2019 tarihinde imzalanan bu protokolle, şirket 2020 yılında 300 bin, 2021 yılında 300 bin ve 2022 yılında 400 bin olmak üzere toplam 1 milyon fidan dikimi için maddi katkı sağlamayı taahhüt etti. Protokole göre Orman Genel Müdürlüğü, fidanların dikimini gerçekleştirecek ve üç yıl boyunca bu fidanları koruyacak, şirket ise fidan dikimi ve bakımı için gerekli ödemeleri yapacaktı. Protokolde belirtildiğine göre, şirketin 1 milyon fidan için yapması gereken toplam ödeme 6 milyon 100 bin lira olarak belirlendi. Ayrıca, Amasya’da 390 bin, Sivas’ta 370 bin ve Bingöl’de 240 bin fidan için ayrı ayrı ödemeler yapılacağı da protokolde yer aldı.
Diğer yandan, YK Enerji’nin ortaklarından olan Limak Holding’in de 2020 yılında Orman Genel Müdürlüğü ile benzer bir ağaçlandırma iş birliği protokolü imzaladığı öğrenildi. Limak Holding’in faaliyet raporunda, “2020 yılında imzalanan Ağaçlandırma İş Birliği Protokolü kapsamında ülke genelinde 2022 yıl sonu itibarıyla 2 milyon fidan dikimi gerçekleştirilmiş olup, nihai hedef bu sayıyı 2025 yılı sonuna kadar 5 milyona çıkarmaktır.” ifadeleri yer alıyor.
Akbelen’deki direnişe destek veren köylülerin avukatı İsmail Hakkı Atal, ağaç kesimi konusunda şu şekilde açıklamalarda bulundu: “Kesilmesi planlanan 300-350 bin civarında ağaç var. 760 bin metrekarelik bir alan söz konusu. Her iki metrekareye bir ağaç düşerse, bu 350 bin ağaç eder. Bu ağaçların arasında 180 yaşında olanlar da var. Ormandaki ağaçların 150-200 yıl yaşında olduğu biliniyor. Karbondioksit emisyonu açısından kestiği bir ağacın sera gazı alma yeteneği ile yeni dikilen bir fidanın aynı olmadığını unutmamak gerekir. Yeni dikilen bir fidan, sera gazı alma yeteneği bakımından 30’da 1 oranında etkilidir. Yani bir ağaç, dikilen bir fidanın 50 katı kadar sera gazını emiyor ve iklimi düzenliyor. Bir fidanın tutması durumunda, 20 yıl içinde bir ağaç haline gelmesi bekleniyor. Akbelen’deki orman, doğal bir ormandır ve burada taşı delmiş filizleriyle büyüyen ağaçlar gördüm.”
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Doğan Kantarcı, protokole ilişkin değerlendirmelerde bulundu: “1983 yılından beri bu konularla ilgileniyorum. Üç termik santralın bilirkişi raporlarını hazırladık. 1995 yılında bu santrallerin kapatılması gerektiğini söyledik. Aydın İdare Mahkemesi, santralleri kapattı; ancak hükümet sorumluluğu üstlenerek tekrar açılmasına izin verdi. O zamandan beri oluşan zararlar için kim sorumlu tutulacak? Düşünün ki, 40 yıl geçmiş. Ben ve çalışma arkadaşlarım 50’den fazla araştırma yayınladık.”
Prof. Dr. Kantarcı, yer altı sularının korunması konusunda da önemli açıklamalarda bulundu: “Bu kömürün üstündeki kireçtaşı materyali iki ayrı tabakadan oluşmaktadır. Altta bulunan killi kireçtaşı suyun daha derinlere geçişini engeller. Orman, bu çatlaklı kireçtaşlarından oluşmuş topraklarda binlerce yıldan beri yetişmiştir. Yağmur suları, bu çatlaklardan derinlere süzülerek yer altı suyunu oluşturur. Yer altı suyu, bu geçirimsiz tabanın üstünde meydana gelir ve bu durum, çevredeki dereleri besler.”
Prof. Dr. Kantarcı, bu durumun çevresel etkilerine de dikkat çekti: “Çamlık kuyularından alınan su miktarı azaldı. Derelerden su akışı durdu. Kireç taşından gelen suyun kesilmesinin nedeni, şirketin maden faaliyetleridir. Bu sert kireç taşını çıkarmak için patlatma yapılması gerekmektedir. Patlatma sonrası kömüre ulaşmak için, üstteki kireç taşları kepçe ile alınarak bir yerlere yığılacaktır.”
Kantarcı, konunun turizm üzerindeki olumsuz etkilerini de vurguladı: “Ormanı keserseniz, su kaynaklarını yok edersiniz ki bu da insanların yaşamını tehdit eder. Ayrıca, turizm de büyük bir darbe alır. Elektrik enerjisi konusunda ise, Türkiye’nin ‘İnterkonnekte elektrik sistemi’ var. Termik santralleri kapatsanız bile gerekli elektriği bu sistemden sağlamak mümkündür. Santralları doğal gaz ile çalışacak şekilde güncelleyebilir ve güneş enerjisini yaygınlaştırarak, hanelerin kendi ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayabilirsiniz.”
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce