Mississippi’de Cinsel Saldırı Sonrası Hamilelik ve Kürtaj Sorunu

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

ABD’nin Mississippi eyaletinde 13 yaşındaki bir kız çocuğu, korkunç bir cinsel saldırıya maruz kaldıktan sonra hamile kaldı. Ne yazık ki, yasaların sıkı düzenlemeleri nedeniyle kürtaj olamayan genç kız, doğum yapmak zorunda kaldı. Kızın annesi Regina, Ashley takma adını kullanan kızının yaşadığı travmayı ve yaşadığı süreci detaylı bir şekilde paylaştı.

Regina, “Ashley dışarıda TikTok çekerken, amcası ve kardeşi içerideyken bir adam ön bahçelerine girdi ve ona saldırdı. Ashley, bu adamın kim olduğunu bilmiyor ve ne yazık ki kimsenin bu saldırıya tanık olmadığını söyledi” şeklinde konuştu. Annenin bu açıklamaları, olayın ne kadar korkunç ve yalnızca bir çocuğun yaşaması gereken bir travma olduğunu gözler önüne seriyor.

Regina, kızının hamile olduğunu öğrendikten sonra hemen polise şikayette bulundu. Ancak, kızına yönelik bu cinsel saldırının ardından kürtaj yaptırmak istemesine rağmen, en yakın kürtaj merkezinin evlerinden dokuz saatten fazla uzaklıkta, Chicago’da bulunduğunu ifade etti. Regina, “Seyahat, işten izin alma ve kızına kürtaj yaptırma masraflarını karşılamakta zorlanıyorum” diyerek, durumun maddi yükünü vurguladı. Ayrıca, Chicago’da kürtaj yaptırmanın çok pahalı olduğunu belirterek, “Bütün bunları karşılayacak param yok” dedi.

39 haftalık bir hamilelik sürecinin ardından, Ashley bir erkek çocuk dünyaya getirdi ve bu bebeğe “Peanut” adını verdiklerini açıkladı. Doğumun “acı verici” olduğunu belirten Ashley, yaşadığı bu süreçte yaşadığı duygusal yükü de dile getirdi. Ocak ayında New York Times, Mississippi’nin kürtaj yasağının yürürlüğe girmesinden bu yana sadece iki istisna ile karşılaştığını bildirdi. Eyalet, yasal kürtaja hak kazanmak için cinsel saldırıların kolluk kuvvetlerine bildirilmesini zorunlu kılıyor.

Cinsel saldırı karşıtı bir sivil toplum kuruluşu olan Tecavüz, İstismar ve Ensest Ulusal Ağı’na göre, ABD’deki her üç cinsel saldırı vakasından ikisi polise bildirilmiyor. Bu da, cinsel saldırıya uğrayan bireylerin karşılaştığı engellerin ne kadar büyük olduğunu ve destek arayışlarının ne kadar zorlayıcı olabileceğini gözler önüne seriyor.