DOLAR

35,9159

0.16%
EURO

36,8113

-1.16%
ALTIN(gr)

3.210,94

-0,52%
BİST 100

10004.38

-0,52%
MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran: Ekonomide Yüksek Enflasyon ve Büyüme Hedefleri Uyumlu Değil
  • Antalya Basın
  • Ekonomi
  • MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran: Ekonomide Yüksek Enflasyon ve Büyüme Hedefleri Uyumlu Değil

MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran: Ekonomide Yüksek Enflasyon ve Büyüme Hedefleri Uyumlu Değil

ABONE OL
January 25, 2025 00:30
MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran: Ekonomide Yüksek Enflasyon ve Büyüme Hedefleri Uyumlu Değil
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran’ın Değerlendirmeleri

MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, orta vadeli programdaki (OVP) bazı uyumsuzluklara dikkat çekerek, “Yüzde 4-4.5’lik büyüme hedefi var. Hem böyle bir büyüme hem de yüksek enflasyonla mücadele mümkün olmaz. Programda ithalatın artış hızı, ihracatın altında kalıyor. Mevcut haliyle böyle bir şey olması mümkün değil. Çünkü Türkiye sanayisi, hammade ve enerjide dışarıya bağımlı.” şeklinde konuştu. Dalgakıran, iş dünyası örgütlerinin içerideki yüksek faiz, enflasyon ve durgunluk ortamına ilaveten dış dünyadan gelen tehditleri yeterince değerlendiremediğini ifade etti. Kendisiyle yeni OVP ve makine sektörüne dair görüş alışverişinde bulunduk.

OVP’yi İş Dünyası Açısından Değerlendirme

OVP’yi iş dünyası açısından nasıl değerlendiriyorsunuz, tatmin edici geldi mi?

Bugüne kadar pek çok OVP gördük; ancak ne kadarı hedefe ulaşmış, buna bakmak gerekiyor. Sorunlar varken bunları acı reçete olmadan çözmek mümkün olmuyor. Ekonomide meydana getirdiğimiz hasarları gidermek için toplumun bir takım bedeller ödemesi gerekecek. OVP’de dikkatimi çeken şey, yüzde 4-4.5’luk bir büyüme hedefinin varlığı. Hem böyle bir büyüme hem de yüksek enflasyonla mücadele etmek mümkün mü? Ben böyle bir modelleme bilmiyorum. Programda ithalatın artış hızı, ihracatın altında kalıyor. Bu nasıl olacak, bilmiyorum. Çünkü üretim ve ara malda, enerjide dışarıya bağımlıyız. Hem enflasyonu hem ithalatı düşürmemiz mümkün değil. Yüzde 4.5’lik büyümeyle bu olmaz. Şu anda ekonomik olarak da iyi durumda değiliz.

Makine Sektöründeki Durum

Peki makine sektörü ne durumda?

Makine ihracatı, Türkiye’nin ihracat büyümesinden daha hızlı bir büyüme kaydediyor. Sektör, küçük işletmelerden oluşuyor. Ancak karşımızda ciddi ve korkunç bir Çin akını var. Her alanda yoğun bir Çin malları rekabeti mevcut. Böyle bir ortamda Türk sanayicisi olarak çok kayıplar verebiliriz. Ciddi koruma duvarları oluşturulmaya çalışılıyor; bu da ticaretin globalleşmesini olumsuz etkiliyor.

Bahsettiğiniz kayıplar ne zaman verilir?

Gelecek 10 yıl içinde bu kayıpları göreceğiz. Her yıl bu baskıyı artarak hissedeceğiz. Çin, Avrupa’da ciddi şirket satın almaları yapıyor ve şu anda Türkiye’yi sadece mal satmak ya da kamu ihalelerine girmek için bir fırsat olarak görüyor.

Finansmana Erişim Sorunları

Finansmana ulaşım konusunda sıkıntılar sürüyor mu?

Şu anda kredi muslukları açılıyor ama faiz oranları oldukça yüksek. Bu faizlerle iş yapmak zor. Almanya’daki rakibimiz yüzde 4 faizle borçlanırken, bizim üreticimiz yüzde 40-50 faizle kredi kullanıyor. Çin’deki üreticiler de yüzde 3 ile borçlanıyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Türkiye’nin acilen enflasyonu aşağıya çekmesi ve finansmana ulaşımı kolaylaştırması gerekiyor. Türkiye, yakın geçmişte kaynaklarını 20 yıl vadeli konuta yönlendirdi. Eğer bu vadelerde krediler sanayi sektörüne tahsis edilseydi, şimdi Türkiye ekonomisi bambaşka bir yerde olabilirdi. Bunun faturasını hep birlikte ödüyoruz. Faiz oranları düşükken de kimse krediye ulaşamıyordu.

İç Pazar ve Sipariş Durumu

Yurtiçinde eğer makine satışları yüksekse demek ki ekonomide çarklar dönüyordur. Şu an satışlar nasıl?

İç pazarda makine sektöründe siparişler düşüş gösteriyor. İhracattaki durumu korumaya çalışıyoruz; ihraç ettiğimiz ürünlerin yüzde 50’den fazlası Avrupa pazarına gidiyor. Ancak orada da bir miktar düşme ihtimali var. İç piyasada faizlerin yüksek seviyeye ulaşmasıyla daha durağan bir süreçle karşılaşacağız.

Şu an firmalardan gelen en yoğun şikâyetler neyle ilgili?

Firmalar finansman ve Çin rekabeti konusunda şikayet ediyor. Fason üretimler yapıyoruz ve kâr marjlarımız oldukça düşük. Dövizin değeri, enflasyonun altında kalınca içerideki girdi maliyetleri artıyor. Bu durum, ihracatçıyı para kazanamaz hale getiriyor.

İş Dünyası ve Tehditler

Sosyal medya hesabınızda “İş dünyası ayakta uyuyor” dediniz, uyarınız neye yönelik?

Benim eleştirimin hedefi iş dünyası örgütleri. Ciddi kaynaklara sahip olan iş dünyası örgütleri etraflarında toplumsal bir güvenilirlik oluşturamıyorlar. Kurumların kendi stratejileri yok ve sürekli orta yolu bulmak için çalışıyorlar. Oysa Türkiye’nin bir dönüşüme ihtiyacı var. Mevcut durumlarının sürdürülebilirliğine odaklanmış bir sistemle çalışıyorlar. Şirketlerimiz verimli değil ve entelektüel bir sermaye oluşmuyor. İş dünyası örgütleri adeta havanda su dövüyor. Yaklaşan tehditleri göremiyorlar. İçerideki yüksek faiz, enflasyon, durgunluk ortamına ilaveten dış dünyadan gelen tehditleri ya göremiyor ya da görmek istemiyorlar. En büyük tehdit, ölçek ekonomisinin rüzgarını arkasına almış olan Çin endüstrisi. Önümüzdeki 10 yıl içinde bu ekonomi ile baş edebilecek çok az sanayicimiz kalacak. Dünya, nüfusunu nasıl daha nitelikli hale getirebileceğini tartışırken biz okumuş ama vasıfsız bireyler yetiştiren sistemimizi yenileyemiyoruz. Yetişmiş nitelikli çalışanlarımızı yurtdışına kaptırıyoruz. Bu tehlikenin farkında olan kimse yok; eğer nitelikli çalışanı yurt dışına kaptırırsak, tamamen ucuz işgücüne dayalı bir milli gelir seviyesinde kalırız.

Sektörün Geleceği ve Riskler

Sektörünüz için gelecek dönemde gördüğünüz ana riskler hangileri?

En büyük risk, Çin. Türkiye yakın zamanda Çin’e karşı kendini korumak için daha fazla gümrük duvarı örmek zorunda kalacaktır. Bu aşamada bizim kendi imkânlarımızla yeni yatırımlar yapma şansımız kalmayacak. Artık daha fazla Uzakdoğulu yatırımcıyı Türkiye’ye çekmek gerekiyor. Büyük şirketler, ölçek ekonomilerinde daha avantajlı hale geliyor. Şirketlerin büyümesi ve birleşmesi gerekiyor; aksi takdirde ileriye doğru başarılı olamayız. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin büyük zorluklar yaşayacağına inanıyorum.

İşletme Sayısı ve Eğitim Sorunları

Sizin sektörde kaç işletme var?

Türkiye’de yaklaşık 22 bin civarında makine işletmesi bulunuyor. Almanya’da ise 300 milyar dolarlık makine ihracatını 6 bin firma gerçekleştiriyor. Bu yıl biz de 27-28 milyar dolarlık bir ihracat hedefliyoruz ve bu ihracatı ise 12-13 bin firma yapıyor. Sorunlu olan alanlara hiç bakmıyoruz ya da sorunları küçük pansumanlarla çözmeye çalışıyoruz. Sektörde 250 bin civarında kişi istihdam ediliyor. Ancak firmaların sermaye yapıları zayıf ve eğitim sisteminden başlayarak değişiklik yapılması gerekiyor.

Kur, enflasyon öngörüleriniz neler, kurun geldiği seviye ihracatçıyı memnun ediyor mu?

Gelecek yıllarla ilgili öngörülerde bulunmak ve plan yapmak oldukça zor bir iş. Artık öngörülerimiz 15 güne kadar iniyor. Oysa ekonomi güven üzerine kurulu ve gelecek 5-10 yıl içinde ne olacağını öngörmek çok önemli. Şu anda deneyimli bir ekonomi yönetimi mevcut; ancak yine de gitarın tellerinin aynı akorda olması gerekiyor.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP