Lenfödem, cerrahi müdahale, kemoterapi veya radyoterapi gibi tedavi süreçleri sonrasında sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu hastalık, uzuvların anormal şekilde şişmesiyle kendini gösterir. Hastalar genellikle yüzük veya bileziklerinin sıkması, ciltte gerginlik ve parlaklık gibi belirtilerle karşılaşmaktadır. Ancak, birçok hasta bu belirtileri geç fark etmekte ve bu da tedavi sürecinin zorlaşmasına ve uzamasına yol açmaktadır.
Fizyoterapist Enes Koçoğlu, lenfödemin doğru tanı, uygun tedavi ve hasta uyumu ile başarılı bir şekilde yönetilebileceğini vurgulamaktadır. Lenf tedavisi için dünya genelinde altın standart olarak kabul edilen kompleks dekonjestif tedavi (Boşaltıcı terapi) hakkında bilgi veren Koçoğlu, bu tedavi sürecinin iki aşamadan oluştuğunu belirtmektedir.
Lenfödem tanısı konduktan sonra hastaların dikkat etmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Fizyoterapist Koçoğlu, bu konudaki önerilerini şöyle sıralamaktadır:
Bu önlemler son derece önemlidir çünkü dokular arası biriken, protein açısından zengin sıvı, enfeksiyon riskini artırmaktadır. Bu yüzden hastaların bu konuda dikkatli olmaları gerekmektedir.
Lenfödem tedavisi gören 72 yaşındaki Kadriye Bilgin, 10 yıl önce geçirdiği kanser ameliyatından iki yıl sonra kolundaki şişlik nedeniyle lenfödem tanısı aldığını belirtmiştir. Gördüğü tedavi sürecini değerlendiren Bilgin, “Kolumdaki şişlik azaldı. Hem morarma hem de şişlik vardı. Şu anda öncekinden çok daha iyi durumdayım. Elimi hiç ağzıma götüremiyordum ama şimdi biraz daha rahat yapabiliyorum. Su içmek için bile uğraşabiliyorum.” şeklinde konuşmuştur.
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce