Kolajen ve Cilt Sağlığı: Önemi ve Artırma Yöntemleri

Kolajen ve Cilt Sağlığı: Önemi ve Artırma Yöntemleri

ABONE OL
January 23, 2025 01:01
Kolajen ve Cilt Sağlığı: Önemi ve Artırma Yöntemleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kolajen ve Önemi

Dermatolog Hacer Köksal, yaşlanma sürecinin vücutta kolajen üretimini azalttığını ve bunun sonucunda ciltte kırışıklıklar, eklemlerde sertlik gibi sorunların ortaya çıktığını ifade etti. Ağız yoluyla alınan kolajen takviyelerinin, vücudun en çok ihtiyaç duyduğu alanlarda kullanıldığını belirten Köksal, “Kolajen takviyesinin vücutta nerede kullanılacağı belirlenemez. Eğer kas ve kemiklerin kolajene daha çok ihtiyacı varsa, alınan takviyenin ciltteki etkisi sınırlı kalabilir.” dedi. Mikro iğneleme, mezoterapi, fraksiyonel lazer ve radyo frekans uygulamalarıyla, ciltteki kolajen sentezini ve miktarını artırmanın mümkün olduğunu vurguladı.

Kolajenin Vücut Üzerindeki Rolü

Kolajenin Vücut Üzerindeki Rolü

Köksal, kolajenin cildin genç ve sağlıklı görünmesini sağlayan temel yapı taşı olduğunu belirtti. “Kolajen, hareket sisteminin yapı taşlarını oluşturan, kemik, lif ve eklemlerin temel bileşenidir. Vücutta en yaygın ve bol miktarda bulunan protein türüdür. Deri, kas, kemik, tendon, kan damarları ve sindirim sistemindeki birçok dokuda yer alır.” Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücudun daha az kolajen üretmeye başladığını ve bu durumun ciltte kırışıklıklara, eklemlerde ise sertlik gibi çeşitli problemlere yol açtığını söyledi.

Kolajen Üretimini Olumsuz Etkileyen Faktörler

Köksal, vücutta serbest radikallerin oluşumunun, yaşla birlikte azalan kolajenin daha hızlı yıkılmasına neden olduğunu kaydetti. “Serbest radikaller, her nefeste aldığımız oksijenin vücudumuzda yanması sonucu oluşur ve hücrelerimize zarar vererek bazı hastalıklara yol açabilir.” Güneşte uzun süre kalmak, hava kirliliği, stres, sigara içme alışkanlıkları ve yüksek şeker içeren beslenme gibi faktörlerin, serbest radikal oluşumunu artırarak kolajen düzeyinin azalmasına yol açtığını ifade etti.

Vücutta Doku Güçlendirme Görevinde Kolajen

Oral yolla alınan kolajen takviyelerinin vücutta kullanılacağı alanın önceden belirlenemediğini söyleyen Köksal, “Kolajen, vücut bütünlüğünü korumak için hayati öneme sahip yapısal bir proteindir. Yaşlanma süreciyle birlikte kolajen miktarının azalması, dışarıdan takviye alımını artıran etkenlerden biridir.” İnsan vücudunda bilinen en az 16 farklı kolajen tipi bulunmaktadır. Bu kolajen çeşitleri, farklı dokularda farklı yoğunluklarda bulunmakla birlikte, büyük çoğunluğu tip 1, 2, 3 ve 10’dan oluşur. Yapılan araştırmalarda, tip 2 kolajen takviyesinin osteoartrite bağlı eklem kısıtlılığı ve ağrısını azalttığı, tip 1-3 kolajeni içeren takviyelerin ise yara iyileşmesini hızlandırdığı, cildin nemini ve elastikiyetini artırdığı gözlemlenmiştir.

Dolgu Enjeksiyonları ile Kolajen Artırma Yöntemleri

Dermatolog Köksal, kolajen takviyelerinden yeterince fayda göremeyenler için direkt dolgu enjeksiyonları ile kolajen artırma yöntemlerini önerdi. “Kolajen üretimini artıracak uyarıcı işlemler arasında mezoterapi, fraksiyonel lazer ve radyo frekans uygulamaları bulunmaktadır.” Mikro iğneleme yöntemiyle deride minimal hasarlar oluşturmanın, fibroblastları kolajen üretimi için uyandırdığını belirten Köksal, bu uygulamaların düzenli aralıklarla yapılması durumunda kolajen sentezine olumlu etkiler sağladığını ifade etti. Ayrıca, mezoterapi yöntemiyle hiyalüronik asit enjeksiyonlarının, deride kolajen miktarını artırırken, kolajen üretimine de katkı sağladığını söyledi. Fraksiyonel lazer ve altın iğne gibi işlemlerle alt derideki hücrelerin uyarılmasının yanı sıra, retinol gibi etken maddeli kremlerin de kolajen sentezinde olumlu etkiler yarattığını vurguladı.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP