Kılıçdaroğlu’ndan Mevsimlik Tarım İşçilerine Destek Ziyareti

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kılıçdaroğlu’ndan Tarım İşçilerine Destek Ziyareti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’nın Sincan ilçesindeki Çokören köyünü ziyaret ederek mevsimlik tarım işçilerinin içinde bulunduğu zorlu koşulları dinledi. Köyde yaşayanlarla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, işçilerin yaşadığı sıkıntıları ilk ağızdan duyma fırsatı buldu.

En Büyük Sorun Elektrik ve Susuzluk

Kılıçdaroğlu ile sohbet eden Şanlıurfa Harranlı bir mevsimlik işçi, yaşadıkları sıkıntıları şu şekilde aktardı: “Dört aydır buradayım. Su ve elektrik sıkıntımız var, gerçekten perişan durumdayız. Burada 10 aile yaşıyoruz. Her yıl 50-60 kişi çalışmak için buraya geliyoruz. 30 yıldır bu köyde tarım işçiliği yapıyorum. Urfa Harran’dan geliyoruz. Mayıs’ın 8’inden beri buradayım ve Ağustos sonunda döneceğiz.”

Kılıçdaroğlu, çocukların eğitimiyle ilgili bir şey yapılıp yapılmadığını sorduğunda işçi, “Hiçbir şey yapılmıyor,” yanıtını verdi. Yevmiyenin 400 lira olduğunu söyleyen işçi, “Bu kazanç bizi geçindirmiyor. Marketlere girdiğimizde fiyatlar o kadar yüksek ki çıkamıyoruz. Her şey ateş pahası. Boşuna çalışıyoruz. Burada pancar ve soğan çapalıyoruz. Bu köyün ihtiyacını biz karşılıyoruz,” dedi.

‘Bu Sadece Sizin Değil, Türkiye’nin Sorunu’

Kılıçdaroğlu, sigorta durumlarıyla ilgili bir soru sorduğunda işçi, “Yok, ne BAĞKUR ne sigorta… Hiçbir şeyimiz yok. Ömür boyu bu işte çalışacağız. Urfa’da bir şeyimiz yok. Burada da perişanız, Urfa’da da perişanız,” cevabını verdi.

“Burada yaşamamız zor. En büyük sıkıntı elektrik ve su. Çadırlarımızı görüyorsunuz, sıcağın altında elektrik olmayınca hiçbir şey çalışmıyor. AK Parti Urfa milletvekilleri, hepsi uyuyor. Gelip bizi kandırıyorlar, oylarımızı alıyorlar. Sonrasında yüzümüze bakan yok. Bin pişmanız,” diyen işçiye Kılıçdaroğlu, “Elektriği bilmiyorum ama su sorununu çözmek mümkün olabilir. Günde bir tanker su getirilmesini sağlayabiliriz. Büyükşehir Belediye Başkanımıza söyleyerek bir şeyler yapmaya çalışırız. Sizin sorunlarınızı çözmek, iktidardakilerin görevidir. Biz de bu sorunları kamuoyuna duyurmak istiyoruz. Çünkü bu sadece sizin sorununuz değil, Türkiye’nin sorunu,” dedi.

Kılıçdaroğlu, “30 yıl boyunca mevsimlik tarım işçiliği var, ama hiçbirinizin sosyal güvencesi yok. Yaşınız ilerlediğinde kim bakacak size? Emekli maaşınız bile olmayacak. Elimizden geleni yapacağız, en azından dertlerinizi geniş kitlelere ve siyasetçilere duyuracağız. Bu sizin kaderiniz olmamalı,” şeklinde konuştu.

‘Herkesin İşi, Aşı Olsun İstiyorum’

Kılıçdaroğlu daha sonra köy meydanında köylülerle bir araya geldi ve şunları söyledi: “Yaşadığınız sorunların tamamını biliyorum. Bu sorunlar sadece sizinle sınırlı değil, Türkiye’nin her yerinde benzer sıkıntılar yaşanıyor. Eğer bu sorunları çözemediysek, hepimizin oturup düşünmesi gerekiyor; neden çözemedik? Sizler alın teri döküyorsunuz. Sizin sorunlarınıza çözüm üretmek için kanunlar da çıkmış. Ne diyor bu kanun: Her yıl milli gelirin en az yüzde 1’i oranında çiftçiye destek verilecektir. Ancak bugüne kadar bu destek verilmedi. Çiftçi kardeşlerimiz de bu durumu sorgulamıyor. Hakkınızı savunmalısınız,” dedi.

‘Üretici de Tüketici de Mağdur’

Kılıçdaroğlu, “Siz buğday, arpa üretiyorsunuz ama almıyorlar. Durum sadece burada değil, Konya’da da aynı. Kamyonunu yükleyip Toprak Mahsulleri Ofisi’nin önüne götürüyorlar, ‘Şimdi alamayız, nem derecesine bakacağız’ diyorlar. Yine geri götürüyorlar. Bu süreçte her yükleme başına 4 bin lira masraf çıkıyor. Kime satacak bu buğdayı? Eskiden ofislerin üstünde ‘Ofis çiftçinin kara gün dostudur’ yazardı. Şimdi böyle mi? Gazi Mustafa Kemal, ‘Köylü milletin efendisidir’ dedi. Peki şimdi köylü milletin efendisi mi? Aç bırakıldınız. Soğan 4 buçuk liraya düşerken markette 24-25 lira oluyor. Bu adaletsizlik. Üretici mağdur, tüketici de mağdur. Siyaset, kendi insanına ve ülkesine sahip çıkmak demektir,” dedi.

‘Siyasette Taşlar Yerine Oturacaktır’

Kılıçdaroğlu, “Konya’dan küçük Hollanda’nın yıllık tarım ürünü ihracatı 180 milyar doların üzerinde. Devasa bir Türkiye Cumhuriyeti’nde canlı hayvan, buğday, arpa dışarıdan geliyor. Parayı siz veriyorsunuz, onlar kazanıyor. Neden siz kazanamıyorsunuz? Aldığınız her şey vergiyle dolu. Ayrımcılık değil, birlikte olmalıyız. Genç evlatlarımızın geleceğini yeniden inşa etmeliyiz. Kendi hakkınızı, toprağınızın hakkını savunun. O zaman siyasette taşlar yerine oturacaktır. Hedefimiz, herkesin ürettiğinin değerli olduğu bir süreci yeniden inşa etmektir. Bunu başaracağız,” dedi.

‘Adalet Yürüyüşü’ne Değindi

Kılıçdaroğlu, “400 kilometre yol adalet için yürüdüm. Çünkü dünyayı adalet üzerine inşa etmek zorundayız. Ben adaleti savunuyorsam tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunduğum için savunuyorum. Mevlâna’nın dediği gibi, ‘Adalet kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur ama bütün kâinat onun etrafında döner.’ Adaletsiz bir dünya olamaz, tüm peygamberlerin görevi adaleti ve ahlakı savunmaktır. Adalet ve ahlak kardeş kavramlardır. Adaleti hep birlikte savunmalıyız,” diye ekledi.

Bir köy sakini, “Bizi onurlandırdınız, gururlandırdınız. Ama köyümüzün birçok eksikliği var. Okulumuzda düzen yok, sağlık ocağımız yok, bütün arazilerimiz Hazine’ye ait. Kadınlarımıza iş olanağı sağlansın. Devletin bütün imkanlarını ben de istiyorum,” şeklinde konuştu.

Başka bir köy sakini ise, “Hayvancılık yapamamamızın sebebi meraların işgal altında olması. Et ve süt pahalı. Eğer meralar açık olsa bir çoban 300 büyükbaş hayvanı güdebilir. Şu anda süt bile bulamıyoruz. Mevsimlik işçiler çocuklarının biberonuna gazlı içecek doldurmak zorunda kalıyorlar. Bu durum gerçekten vahim,” diyerek sıkıntılarını dile getirdi.