HÜDA PAR’dan Mersin Milletvekili Faruk Dinç, Bingöl’de düzenlediği basın toplantısında, karma eğitimi hedef alarak önemli açıklamalarda bulundu. Dinç, “İdeoloji dayatıcı eğitim değil, milli eğitimdir. Batıcı eğitim değil, milli eğitimdir. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in karma eğitim ile ilgili yaptığı açıklamayı destekliyoruz. Bakan Tekin’i tebrik ediyoruz. Karma eğitim zorunlu olmamalı. İsteyen erkek okullarına gitsin, isteyen kız okullarına gitsin. Karma eğitimin laiklikle ne alakası var?” şeklinde konuştu.
Dinç’in bu açıklamaları, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt ve Yurtsever Hukukçular’dan Mustafa Mert Doğan tarafından sert bir dille eleştirildi. Bozkurt, “Aynılar aynı yerde buluşuyor” diyerek, “Temelinde laik cumhuriyet ve kadın özgürlüğü karşıtlığı yatan bu çağdışı anlayış, Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmış olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin de altını oymayı marifet biliyor. Bunu da, ataları gibi kutsal İslam dini kılıfına sararak gerçekleştiriyorlar. Bunlar, Batı emperyalizminin 100 yıllık menhus emellerine hizmet ettiklerinin farkında değiller” ifadelerini kullandı.
Bakan Tekin ve milletvekili Dinç’in Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yemin ettiklerini hatırlatan Bozkurt, “Bakanlardan milletvekillerine herkesi sorumlu davranmaya, namus ve şerefleri üzerine ettikleri yemine uymaya davet ediyoruz. Cumhuriyet kubbemizin kilit taşı olan laiklik ilkesiyle oynama gafletinden uzak durmaları konusunda uyarıyoruz” açıklamasında bulundu.
Yurtsever Hukukçular’dan Doğan ise, “Laik cumhuriyetin en önemli kazanımlarından biri, eğitim ve öğretimde cinsiyet ayrımını kaldırmayı hedefleyen karma eğitim uygulamasıdır. Bu sebeple, karma eğitimin kaldırılması, yıllardır tarikat ve cemaatler gibi gerici örgütlenmelerin temel gündem maddelerinden biri olmuştur. Bugün karma eğitimin dini saiklerle kaldırılmasının tartışılması, laikliğin siyasi iktidar eliyle tasfiyesi anlamına gelmektedir” dedi.
Doğan, açıklamasını sürdürerek, “Türkiye Hizbullahı’nın siyasi uzantısının tebriğini alan bir milli eğitim bakanının olması, laikliğin ne denli büyük bir tehlike altında olduğunun delilidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 42. maddesi, eğitim ve öğrenim hakkının niteliği ve amacının yanı sıra bu konuda devletin görevlerini de düzenlemektedir. İlgili maddede ‘çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre’ ibaresi ile eğitim öğretimin planlanmasında hangi saiklerin dikkate alınacağını belirtirken, bu hakkın ayrıca ‘devletin gözetimi ve denetimi’ altında tesis edileceği de düzenlenmektedir. Ancak, devletin bu görevini yerine getirmediği açıktır” şeklinde konuştu.
Doğan, son olarak, “Bu sebeple, dini referanslar temel alınarak karma eğitimin karşısında alınan her karar, atılan her somut adım, anayasal bir hak olan eğitim ve öğrenim hakkı ile yine anayasaya göre Cumhuriyetin bir niteliği olan laik hukuk devleti ilkesinin ihlali anlamına gelecektir. Yurtsever Hukukçular olarak, eğitim öğretim faaliyetinin laik ve bilimsel temellerde devlet tarafından bedelsiz olarak sağlanması için mücadele vermeye devam edeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce