İstanbul Valiliği’nin Alkol Tüketim Yasakları ve Yaşam Tarzına Müdahale Tartışmaları
  • Antalya Basın
  • Genel
  • İstanbul Valiliği’nin Alkol Tüketim Yasakları ve Yaşam Tarzına Müdahale Tartışmaları

İstanbul Valiliği’nin Alkol Tüketim Yasakları ve Yaşam Tarzına Müdahale Tartışmaları

ABONE OL
January 24, 2025 23:12
İstanbul Valiliği’nin Alkol Tüketim Yasakları ve Yaşam Tarzına Müdahale Tartışmaları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İstanbul Valiliği’nin Alkol Tüketimine Yönelik Talimatı ve Yaşam Tarzına Müdahale Tartışmaları

İstanbul Valiliği’nin açık deniz ve sahil kenarlarında, plaj, park, piknik ve mesire alanlarında alkollü içki satışı ve tüketiminin yasaklanmasına dair talimatı, Türkiye’de yaşam tarzına müdahale tartışmalarını yeniden alevlendirmiştir. Valiliğin bu talimatına göre; açık alanlarda alkol tüketenlere 617 lira para cezası uygulanacak. Ayrıca, alkol kullanan bir kişi sarhoş durumda bulunursa, o kişinin sarhoşluğu geçene kadar gözetim altında tutulacağı belirtmektedir.

Öncelikle, bu talimatın Anayasa ve kanunlara açıkça aykırı olduğunu ve toplumsal yaşam tarzına doğrudan bir müdahale niteliği taşıdığını vurgulamak gerekmektedir. Türkiye, taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “Özel Hayata Saygı” başlıklı 8. Maddesi ile güvence altına alınan hakları ihlal etmektedir. Bu madde, “Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.” der. Peki, bu durumda söz konusu genelge ne anlama gelmektedir?

İktidar yetkilileri, 21 yıllık iktidarları boyunca kimsenin yaşam tarzına müdahale etmediklerini iddia etseler de, bu konuda pek çok örnek bulunmaktadır. Örneğin, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın doğum kontrolü ile ilgili “Nüfus planlamasıymış, doğum kontrolüymüş, hiçbir Müslüman aile böyle bir anlayışın içerisinde olamaz. Rabbim ne diyorsa, Sevgili Peygamberimiz ne diyorsa biz o yolda gideceğiz.” şeklindeki ifadeleri hafızalarda yer etmiştir.

Bir başka örnek ise, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın katıldığı bir nikah töreninde sarf ettiği sözlerdir: “Evliliğin sırrı nedir biliyor musunuz? İtaat et, rahat et. Emine, sen de havaya girme. Kocan hiddetlendiğinde ‘peki’ demesini bilmelisin.” Bu gibi ifadeler, yaşam tarzına müdahale eden bir yaklaşımı açıkça ortaya koymaktadır.

Daha da ilginç bir örnek, eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun yeni doğan bebek ziyareti sırasında söylediği sözlerdir: “Annelerin, annelik kariyerinin dışında bir başka kariyeri merkeze almamaları gerekir. Merkeze iyi nesiller yetiştirmeyi almalılar.” Bu tür açıklamalar, bireysel yaşam tercihlerine yönelik bir baskıyı da beraberinde getirmektedir.

Eski bakanlardan Hüseyin Çelik’in, özel bir kanalda bir yarışma programının sunucusu için yaptığı açıklama ise dikkat çekicidir: “Öyle bir kıyafet gitmiş ki olmaz bu yani. Kimseye karıştığımız yok ama çok aşırı. Dünyada da kabul edilemez.” Bu türden söylemler, gündelik hayata ve bireysel yaşam tarzlarına daha fazla müdahale edildiğini gözler önüne sermektedir.

Sonuç olarak, İstanbul Valiliği’nin açık deniz ve sahil kenarlarında, plaj, park, piknik ve mesire alanlarında alkollü içki satışı ve tüketimini engelleme talimatı, yaşam tarzına müdahale anlamında oldukça net bir örnektir. Bu tür uygulamalar, farklı düşünen ve yaşayan bireylerin özgürlüklerini kısıtlamakta ve toplumda bir ayrımcılığa yol açmaktadır.

Anayasa’nın 13. maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” Bu çerçevede, antidemokratik bu genelgenin derhal geri çekilmesi gerekmektedir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP