Göz Kapağı Düşüklüğü (Pitozis) Nedir?

Göz Kapağı Düşüklüğü (Pitozis) Nedir?

ABONE OL
January 22, 2025 21:29
Göz Kapağı Düşüklüğü (Pitozis) Nedir?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Göz Kapağı Düşüklüğü ve Pitozis Hakkında Bilgiler

Göz Kapağı Düşüklüğü ve Pitozis Hakkında Bilgiler

Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, göz kapağı düşüklüğü konusunu ele aldı. “Normalde göz kapaklarının aralığı 8-10 mm civarındadır. Kadınlar ve çocuklarda bu aralık, erkeklerden yaklaşık 2 mm daha geniş olabilmektedir,” diyen Doç. Dr. Çağatay, “Göz kapağı düşüklüğüne tıpta ‘pitozis’ denir. Ancak bu durum, sadece estetik bir sorun olmaktan çok daha fazlasını ifade eder; aynı zamanda çeşitli hastalıkların belirtilerinden biri olabilir. Kişinin estetik kaygılarının yanı sıra, görme yetisi ve ruhsal durumu üzerinde de olumsuz etkileri bulunmaktadır.” şeklinde konuştu.

ALTTA YATAN CİDDİ HASTALIKLAR

Göz kapağı düşüklüğünün hem çocuklarda hem de yetişkinlerde sıkça karşılaşılabilen bir durum olduğunu belirten Çağatay, “En yaygın pitozis tipleri genellikle doğuştan gelen veya kas zayıflığına bağlı olarak yaş ilerledikçe ortaya çıkan türlerdir. Ancak göz kapağı düşüklüğü, estetik bir sorun olmanın ötesinde, altta yatan ciddi hastalıkların da habercisi olabilir. Bu nedenle, güvenilir olmayan tedavi yöntemlerine yönelmek veya basit bir estetik operasyona karar vermeden önce detaylı bir inceleme yaptırılması son derece önemlidir,” ifadelerini kullandı.

Göz Kapağı Düşüklüğü (Pitozis) Nedir?

Göz kapağı düşüklüğünün özellikle sonradan geliştiği durumlarda, yorgunlukla birlikte artış gösteriyorsa, yukarı bakış testi ve buz testi gibi değerlendirmelerin yapılabileceğini belirten Çağatay, “Bu testlerin sonuçları doğrultusunda nörolojik araştırmalar, EMG ve antikor testleri uygulanabilir. Göz kapağı düşüklüğü, yalnızca estetik bir sorun değil; aynı zamanda kişinin görme fonksiyonlarını ve ruhsal durumunu da etkileyebilir. Bu nedenle gerekli tedavi süreçlerinin ihmal edilmemesi büyük önem taşır,” diye ekledi.

GÖZ KAPAĞI DÜŞÜKLÜĞÜ MUAYENESİ

Her hasta için muayene sürecinin farklılık gösterdiğini belirten Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, “Bazı hastalar için şüphelenilen hastalıkların tespiti amacıyla ek olarak bir nöroloji uzmanı tarafından muayene, antikor tahlilleri, EMG ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi incelemeler gerekebilir. Bununla birlikte, detaylı bir göz muayenesi her zaman zorunludur. Şaşılık ya da göz tembelliği gibi durumların varlığı, bu durumların çözümünü kritik hale getirir. Standart bir göz muayenesi sonrasında, göz kapağının ölçümleri ile göz kapağı kasının kuvvetinin belirlenmesi ve kaşlar ile göz çevresinin anatomik değerlendirilmesi de büyük önem taşır,” diye vurguladı.

PİTOZİS AMELİYATI NASIL YAPILIR?

Göz kapağı düşüklüğü ameliyatının hem görme kalitesini artırmak hem de estetik kaygıları gidermek açısından son derece kritik bir işlem olduğunu belirten Doç. Dr. Halil Hüseyin Çağatay, ameliyatın bireyin psikolojik durumunu da olumlu yönde etkileyeceğini söyledi. “Göz kapağındaki düşme veya sarkma durumu hafif bir biçimde belirgin olabileceği gibi, gözbebeğini tamamen kapatacak şekilde de olabilir. Ameliyat, genellikle düşük göz kapağı için en etkili ve kalıcı çözüm olarak tavsiye edilmektedir. Çocuklarda genel anestezi ile, yetişkinlerde ise lokal anestezi altında gerçekleştiriyoruz ve tek göz için ameliyat süresi yaklaşık 20-40 dakika arasında değişmektedir,” dedi.

PİTOZİS AMELİYATI KALICI MI?

Lokal anestezi altında yapılan pitozis operasyonlarında, hastanın göz kapağı seviyesinin ameliyat süresince sürekli olarak kontrol edildiğini belirten Çağatay, “Ameliyat sonunda hastanın göz kapağının mutlaka kalkmış olduğunu görmekteyiz. Bu yaklaşımımızla başarılı sonuçlar elde etmekteyiz. Genellikle hastaların iş hayatına veya sosyal aktivitelere geri dönme süreleri ortalama 5 ila 10 gün arasında değişiyor. Ameliyat sonrası 2-3 gün içinde hastalar, kitap okuma veya televizyon izleme gibi aktivitelerine geri dönebilirler. Aşırı rahatsızlık hissi durumunda, vakit kaybetmeden doktorunuzla iletişime geçmeniz son derece önemlidir,” şeklinde konuştu.

Ameliyat sonrasında göz kapaklarının tamamen kapanmadığını, bu nedenle hastanın çevresini belirli bir derecede görebileceğini belirten Çağatay, “Bu durum, operasyonun aslında görme organını değil, göz kapaklarını hedef almış olmasından kaynaklanmaktadır. Göz kapakları, dokusu hassas ve gevşek bir yapıya sahip olduğundan, operasyon sonrasında morluk ve şişlik görülmesi oldukça normaldir. İlk 48 saat boyunca, operasyon bölgesine soğuk kompres uygulamak, mevcut şişliklerin ve morlukların azalmasına yardımcı olur. Ayrıca, operasyon sonrası ilk 48 saatte şişlik genellikle maksimum seviyeye ulaşır ve sonrasında yavaş yavaş azalmaya başlar. Operasyonun üzerinden iki gün geçtikten sonra, bölgedeki bantlar değiştirilir ve hasta daha rahat bir duruma gelir; bu aşamadan itibaren, hasta günlük yaşamına yavaş yavaş dönmeye başlayabilir,” diye ekledi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP