Gizli Şeker Hastalığı: Belirtileri, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri
  • Antalya Basın
  • Genel
  • Gizli Şeker Hastalığı: Belirtileri, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri

Gizli Şeker Hastalığı: Belirtileri, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri

ABONE OL
January 22, 2025 10:46
Gizli Şeker Hastalığı: Belirtileri, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Gizli Şeker Hastalığı: Tanım ve Belirtiler

Gizli Şeker Hastalığı: Tanım ve Belirtiler

Günlük yaşamda benimsenen hareketsiz yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, birçok sağlık sorununa yol açmaktadır. Özellikle hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme, şeker hastalığı (diyabet) riskini artırarak, Türkiye’de son yıllarda en çok artış gösteren hastalıklar arasında yer almaktadır. Uzmanlar, diyabetin birdenbire ortaya çıkan bir hastalık olmadığını, vücutta çeşitli sorunların önceden belirebileceğini ve bunun sonucunda glikoz seviyesinin normalin üstüne çıkabileceğini vurguluyor. Ancak bazı özel durumlarda, kan şekeri ölçümündeki değerler, şeker hastalığı teşhisi için yeterince yüksek olmayabilir. Bu durum “gizli şeker” olarak adlandırılmaktadır.

Gizli Şeker Tanısı Nasıl Konulur?

Gizli şeker tanısı, açlık ve tokluk kan testleri ile yapılmaktadır, ancak tanı konulması için hastayı doktora yönlendiren belirti ve bulguların varlığı önemlidir. Kişilerde gözlemlenen aşırı acıkma, hızlı yemek yeme ve açlığa tahammülsüzlük gibi belirtiler, diyabet hastası adayı olduklarını gösterir.

Gizli Şekerin Belirtileri

Gizli Şekerin Belirtileri

  • Susuzluk hissi ve ağız kuruluğu
  • Normalin üzerinde su tüketimi
  • Bulanık görme
  • Uyku sorunları
  • Ciltte koyulaşma ve renk değişiklikleri
  • Vücut ağırlığında artış, obezite
  • Sık açlık hissi ve aşırı yemek yeme ihtiyacı
  • Yüksek kan basıncı
  • Ani sinir ve öfke atakları
  • Artan kolesterol seviyeleri
  • Halsizlik ve yorgunluk
  • Odaklanmada zorluk

Tatlı Krizleri ve Gizli Şeker Hastalığı

Gizli şeker, açlık ve tokluk kan şekeri arasında dalgalanmalara neden olmaktadır. Bu dengesizlik, tatlı yeme krizlerine yol açabilir. Gizli şekerin en önemli semptomlarından biri de halsizlik ve uyku hali olarak kendini gösterir. Baş, boyun ve ense bölgelerinde terlemeler ile ani öfke krizleri de sık görülen belirtilerdir. Gizli şeker hastaları, hastaneye başvurduklarında genellikle ani şeker düşmesi atakları ile karşılaşmaktadır. Normal bir bireyde öğün aralıkları 4-5 saatken, gizli şeker hastalarında bu süre 2 saate kadar düşebilir. Bu durumda, hastanın hızlı yemek yemesi ya da tatlı krize girmesi beklenebilir.

Gizli Şeker Riski

Gizli Şeker Riski

Gizli şeker riski, aşağıdaki faktörlere bağlı olarak artmaktadır:

  • Vücut Yağ Oranı: Fazla kilolu olmak, prediyabet için önemli bir risk faktörüdür. Vücutta biriken fazla yağ dokusu, hücrelerin insüline karşı direnç kazanmasına yol açar.
  • Bel Çevresi: Kadınlarda 80 cm, erkeklerde ise 94 cm’nin üzerindeki bel çevresi insülin direncini artırmaktadır.
  • Diyet: Basit şekerli gıdaların tüketimi, prediyabet riskini artırırken, Akdeniz tipi beslenme bu riski azaltmaktadır.
  • Hareketsizlik: Fiziksel aktivitenin azalması, prediyabet riskini artırmaktadır. Düzenli hareket, kilo kontrolüne ve insülin direncinin azaltılmasına yardımcı olur.
  • Yaş: 45 yaşından sonra gizli şeker riski artmaktadır.
  • Aile Öyküsü: Tip 2 diyabetli bir ebeveyn ya da kardeş olması, gizli şeker riskini artırır.
  • Irk veya Etnik Köken: Siyahi, Hispanik, Kızılderili ve Asyalı Amerikalılar gibi bazı etnik gruplarda prediyabet geliştirme olasılığı daha yüksektir.
  • Gestasyonel Diyabet: Gebelik sırasında şeker hastalığı geçiren kadınlar, prediyabet riski açısından daha fazla risk altındadır.
  • Polisistik Over Sendromu: Bu duruma sahip kadınlar, gizli şeker ve insülin direnci için daha yüksek risk taşımaktadır.
  • Uyku Apnesi: Uyku kalitesini bozan bu durum, insülin direnci riskini artırır.
  • Tütün Kullanımı: Tütün ürünlerinin kullanımı, insülin direncini artırabilir.

Uzmanlar, risk grubundaki bireylerin düzenli şeker kontrolü yaptırmalarını önermektedir.

Gizli Şeker Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Gizli şeker, yaşam tarzı değişiklikleri ile geri döndürülebilir bir durumdur. Tedavi süreci, sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite ile desteklenmelidir. Sebze, meyve, yağsız kırmızı et, tavuk eti, balık, bakliyat ve tam tahıllar gibi gıdaların dengeli bir şekilde tüketilmesi önemlidir. Sağlıklı beslenme, hem kilo kontrolüne hem de gizli şekerin şeker hastalığına dönüşümünü engellemeye yardımcı olur. Ayrıca, günlük adım sayısının 7500’ün üzerinde olması (mümkünse 10 bin adım) önerilmektedir.

İnsülin Direnci, Gizli Şeker ve Vücuda Etkileri

İnsülin Direnci, Gizli Şeker ve Vücuda Etkileri

İnsülin direnci ile gizli şeker, farklı durumları ifade etmektedir. İnsülin direncinde, açlık ve/veya toklukta kan şekerleri henüz yükselmemiştir. Ancak yüksek insülin direnci, zamanla gizli şeker ve ardından aşikar şeker hastalığına yol açabilir. Gizli şeker, vücutta şeker hastalığının oluşturabileceği hasarlara benzer zararlar meydana getirmektedir. Bu durum, göz, böbrek, sinir hasarı ve damar sertliği gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Gizli Şeker Hastaları Nelere Dikkat Etmelidir?

  • İdeal vücut ağırlığına ulaşılmalıdır.
  • Kan basıncı ve kolesterol seviyeleri kontrol altında tutulmalıdır.
  • Sigara kullanımı bırakılmalıdır.
  • Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsenmelidir.
  • Beslenmede sağlıklı yiyecekler tercih edilmelidir.
  • Haftada en az 150 dakika veya haftanın çoğu günü yaklaşık 30 dakika orta düzeyde fiziksel aktivite yapılmalıdır.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP