Erol Evgin ile Sanat ve Müzik Üzerine Derinlemesine Söyleşi

Erol Evgin ile Sanat ve Müzik Üzerine Derinlemesine Söyleşi

ABONE OL
January 23, 2025 22:29
Erol Evgin ile Sanat ve Müzik Üzerine Derinlemesine Söyleşi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Erol Evgin ile Sanat ve Müzik Üzerine Söyleşi

Erol Evgin ile Sanat ve Müzik Üzerine Söyleşi

Sanatçı Erol Evgin ile resim ve müzik konularında derinlemesine bir sohbet gerçekleştirdik.

  • Serginin oluşum ve hazırlık sürecinden bahseder misiniz? Fikir nasıl gelişti?

Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden, günümüzde Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi olarak bilinen kurumdan mezun olan bir yüksek mimarım. Akademideki hocalarım, Türk resminin büyük ustaları Cemal Tollu, Neşet Günal ve Devrim Erbil’di. Ayrıca, Mahir Güven Atölyesi’nde beş yıl boyunca eğitim aldım. Uzun yıllar boyunca müziği, mimarlığı ve resim sanatını bir arada yürüttüm. Evimde ve ofisimde iki ayrı resim atölyem bulunuyor. Resim yaparak dinleniyor ve kendimi yeniliyorum. Daha önce İstanbul, İzmir, Trabzon ve Ürgüp gibi şehirlerde sergiler açtım. Touch Sanat Galerisi sahibi İnci Aytaç’ın Bodrum’da bir sergi açma teklifini duyduğumda, bu fırsat beni oldukça heyecanlandırdı.

  • Serginin ana teması nedir?

Serginin ana teması, kültürel mirasımızın derinlikleridir. Bu topraklar üzerinde kurulmuş olan devletler ve imparatorluklardan günümüze ulaşan kültürel miras, insanlığın ortak mirasıdır. Bununla birlikte, günümüzde bu miras, düzensiz yeni yerleşimlerle özensiz bir şekilde iç içe yaşamak zorunda kalmıştır. Üçüncü dünya ülkelerinin belleksiz kentlerinde, eski ile yeninin saygısız ve hoyrat komşuluğu, bir çelişki olarak karşımıza çıkmaktadır. Gündelik yaşamın koşuşturması içinde bu eşsiz kültürel hazineleri artık görmez hale geldik. Oysa ki, görkemli yapılar bilge kişilere benzer. Yüce ruhları, bilinçleri, nefes kesen serüvenleri ve bakışlarıyla hayranlık uyandıran bu yapılar, zamanın duruşunu yansıtır. Bu anıtlar, bizlere ait olduğu kadar, biz de onlara aitiz. Onların da bizden, kendi ruh ve bilinçlerine uygun bir şekilde davranılmasını bekleme hakları vardır. Tüm bu yapıların ortak özelliği ise, yüzyıllara meydan okurcasına güçlü, mağrur ve ağırbaşlı duruşları ile soylu yalnızlıklarını tuvale yansıtmaya çalıştım.

Erol Evgin ile Sanat ve Müzik Üzerine Derinlemesine Söyleşi

  • Konserleriniz devam ediyor, sevenleriniz için müzik adına yeni çalışmalarınız olacak mı?

Konserler, benim hayata bağlılığımı güçlendiren etkinliklerdir. Müzikseverlerle buluşup, birlikte şarkılarımızı söylemek, gülmek, ağlamak gibi birçok duyguyu bir arada yaşamak benim için bir terapi niteliğindedir. “Sevdiklerim” albümümün ardından, bu yıl sanatçı dostlarımın unutulmaz şarkılarına yer verdiğim “Sevdiklerim 2” adlı albümümü yayınladım. Bu albüm, 14 şarkıdan oluşmakta ve 11 unutulmaz eseri özgün düzenlemelerinden uzaklaşmadan yorumladığım akustik bir çalışmadır. Ayrıca, albümde 3 yeni beste de yer alıyor. Her ay bu albümden yeni bir video klip müzikseverlerle buluşturmaya devam ediyorum.

‘BENİM EN BÜYÜK ESERİM’…

  • 100. Yıl marşının çıkış hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz?

100. yıl marşım için geçen yıldan beri hazırlık yapıyordum. Bu marş, herkesin bir ağızdan söyleyebileceği ve yüzüncü yılın coşkusuna uygun bir eser olarak doğdu. Sözlerini Dr. Selma Çuhacı yazdı, ben besteledim ve Firuz İsmailov düzenlemesini gerçekleştirdi. “Yüz Yılda Yüz Akıyla” isimli bu marş, uzun yıllar boyunca söylenecek bir eser haline geldi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Benim en büyük eserim” dediği Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılının coşkulu bir şekilde kutlanmasını hayal etmiştim. Ancak kutlamaların ekim ayına kaldığını öğrendim. Ben de ekim ayında konserlerimle bu kutlamalara katılacağım.

‘ŞARKILAR VE TÜRKÜLER ORTAK DUYGULARIMIZIN İFADESİ…’

  • Yasaklanan konserler ve festivaller hakkında ne düşünüyorsunuz?

54 yıldır şarkı söylüyorum ve ülkemin dört bir yanında konserler verdim. İnsanların aynı şarkılarla hüzünlenip, aynı türkülerle coştuğunu görmek, beni her zaman etkilemiştir. Şarkılar ve türküler, ortak duygularımızın en güzel ifadesidir. Bu nedenle, ötekileştirmeye ve kutuplaştırmaya karşı en etkili ilaç, toplumsal yaralara merhem olabilecek olan şarkılardır. Bu nedenle, konserler, festivaller ve sanatçılar yasaklanmamalıdır. Zor dönemlerde birbirimize sarılarak, şarkılarımızı ve türkülerimizi söylemeye devam etmeliyiz.

  • Türkiye’nin en büyük derdi sizce nedir?

Türkiye’nin kısa ve uzun vadeli birçok sorunu bulunmakta. Fakat uzun vadede en önemli sorun, çağdaş eğitim eksikliğidir. Eğitim olmadan, gerçek anlamda bir demokrasiye de ulaşmak mümkün değildir.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP