4 Nisan 1953’te, NATO tatbikatından dönerken Çanakkale Boğazı Nara Burnu önlerinde İsveç bandıralı “Naboland” gemisiyle çarpışarak batan Dumlupınar denizaltısı, Türk denizcilik tarihinin en büyük kazalarından biri olarak anılmaktadır.
DUMLUPINAR FACİASI NE ZAMAN OLDU?
Facia, 1953 yılı 3 Nisan’ı 4 Nisan’a bağlayan gece saat 02:10 sularında Çanakkale Boğazı’ndaki Nara Burnu açıklarında meydana geldi. Dumlupınar, su üstünde seyrederken Naboland adlı İsveç yük gemisiyle çarpıştı. Çarpışma, baş torpido dairesinin sancak tarafından gerçekleşti. Bu şiddetli çarpışmanın sonucunda Dumlupınar’ın güvertesinde bulunan 8 kişi denize düştü; bu kişilerden 2’si pervaneye takılarak, biri de boğularak hayatını kaybetti.
DUMLUPINAR DENİZALTI KAZASI NASIL GERÇEKLEŞTİ?
Olay yerine ilk olarak Gümrük Motoru ulaştı. Sağ kalan 5 kişi, Gümrük Motoru tarafından Çanakkale’ye götürülerek hastaneye kaldırıldı. Denizaltı, o kadar hızlı bir şekilde batmıştı ki, geminin içindeki 81 kişiden yalnızca 22’si kıç torpido dairesine sığınabilmişti. Bu 22 kişi, battı şamandırasını su yüzüne fırlattılar. Güneşin doğmasıyla birlikte, civarda dolaşan balıkçı tekneleri tarafından şamandıra fark edildi. Gümrük Motoru derhal şamandıranın yanına geldi. Gümrük Motorunun ikinci çarkçısı Selim Yoludüz, şamandıradaki ahizeyi kaldırarak “Alo” dedi. Denizaltından cevap veren Astsubay Selami Özben; elektriğin kesik olduğunu, geminin sancak tarafına 15 derece yatık olduğunu ve kıç torpido dairesinde 22 kişinin mahsur kaldığını bildirdi. Selim Yoludüz, Kurtaran gemisinin geleceğini söyledi. Saat 11:00 sularında Kurtaran olay yerine ulaştı. 72 saat boyunca çalışmalar kesintisiz sürdü; fakat boğazdaki şiddetli akıntı nedeniyle bu çalışmalar sonuçsuz kalıyordu. Artık denizaltıdakiler için umutlar tükenmişti.
Dumlupınar denizaltısının hayattaki son gazisi Hüseyin Akış, 2018 yılında verdiği demeçte faciayı şöyle aktardı:
“Birden kaportadan su girmeye başladı. Su, 2 askeri alıp denize götürdü. Sol elimle çıkış merdiveninin demirini tuttum. Kolum kopacak gibiydi; bu sefer iki elimle tuttum. Ne zaman geminin içi tamamen su doldu, bana sanki birisi ‘Hadi yürü git’ dedi. Su seviyesi tamamen içeriye dolmuştu. Suyun içinden çıkmak için uğraşıyordum. Yine ‘Haydi yürü’ der gibi dışarıya çıkma hissi geldi. Bir ara kafamı geminin kaportasına vurdum. Gemiden çıktıktan sonra 90 santime kadar deniz dalgası vardı. O an gemiyi terk ediyorum diye düşündüm.”
“Aradan 5 dakika geçti, suda kayboldu gitti.”
“Ağırlık yapmasın diye ayakkabılarımı çıkardım. Ayağımı köpek balığı ısırır diye korkudan ağlamaya başladım. ‘İmdat imdat’ diye bağırdım bizimle çarpışan gemiye. Sandal indirdiler. Bir kişi denizden beni alamadı, bir kişi daha geldi. İkisi beni aldılar gemilerine çıkardılar. Onların gemisinin baş tarafı da çarpışma nedeniyle açılmıştı. Gemiye çıktığımda suya baktım. Denizaltının pervaneleri tamamen suyun üzerindeydi. Aradan 5 dakika geçti, suda kayboldu gitti. 95 metre boyundaki denizaltının görüntüsü kayboldu.”
Akış, kazada çok sayıda genç askerin de şehit olduğunu vurgulayarak, “Biz denizaltıyla giderken eski bir tarihi gemi yanmıştı. Belki de 100 metre yükseklikte. ‘Durun, durun’ diye bağırdılar. Yeni subay mektebini bitirmiş askerler vardı. Geldiler, aldık içeriye. 5 gün yaşadılar. Gemi battı, 5 gün yaşadılar. Ağlamazsın da ne yaparsın? O genç delikanlılar 5 gün yaşadı.” ifadesini kullandı. Denizaltıda yaşamını yitiren 81 kişi, her yıl 4 Nisan günü anılmaktadır.
Subaylar
Astsubay Kıdemli Başçavuşlar
Astsubay Başçavuşlar
Astsubay Çavuşlar
Mükellef Çavuşlar
Mükellef Onbaşılar
Erler
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce