Deli Bayramı: Akıl Hastalığı Temasıyla Tiyatroda Yeni Bir Yaklaşım
  • Antalya Basın
  • Genel
  • Deli Bayramı: Akıl Hastalığı Temasıyla Tiyatroda Yeni Bir Yaklaşım

Deli Bayramı: Akıl Hastalığı Temasıyla Tiyatroda Yeni Bir Yaklaşım

ABONE OL
January 22, 2025 22:23
Deli Bayramı: Akıl Hastalığı Temasıyla Tiyatroda Yeni Bir Yaklaşım
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Deli Bayramı: Tiyatroda Akıl Hastanesi Teması

Deli Bayramı: Tiyatroda Akıl Hastanesi Teması

Tiyatro sahnesinde sahnelenen “Deli Bayramı”, izleyicilere akıl hastalığı teması etrafında şekillenen bir hikaye sunuyor. Deliler, akıllı geçinen deliler ve doktorlar arasındaki etkileşimler, Türkiye’nin sosyoekonomik panoramasını farklı bir perspektiften gözler önüne seriyor. Önceki akşam, Küçükçiflik Bahçe Tiyatrosu’nda sahnelenen bu oyun, Turgut Özakman’ın “Deliler” eserinin modern bir yorumu olarak karşımıza çıktı.

Devekuşu Kabare Tiyatrosu, Turgut Özakman’ın “Deliler” oyunu dendiğinde ilk akla gelen topluluklardan biri. Bu oyunun sahnelendiği yıllarda, tiyatro kapısında uzun kuyruklar oluştuğunu ve eğlenceli skeçlerin aile buluşmalarında sıkça anlatıldığını hatırlamak nostaljik bir his uyandırıyor. Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın önderliğinde 1967 yılında kurulan Devekuşu Kabare, Haldun Taner’in öncülüğünde ortaya çıkan kabare tiyatrosunun en önemli temsilcilerinden biri oldu. Taner’in yazdığı “Bu Şehri-İstanbul ki ‘62” adlı eser, 1962 yılında gönüllü sanatçılar tarafından sahnelenerek büyük ilgi gördü.

Devekuşu Kabare’nin yolculuğu, zamanla farklı isimlerin katılımıyla devam etti, fakat köklü geçmişi hiç unutulmadı. Bu topluluk, 1967’den 1992’ye kadar İstanbul sahnelerinde birçok unutulmaz gösteri gerçekleştirdi. Haldun Taner’in topluluktan ayrılmasıyla Metin Akpınar ve Zeki Alasya, kabarenin sonuna kadar birlikte çalıştı. Zaman geçse de, çocukluk döneminde sevilen bu tür eserler akıllardan silinmiyor. Tıpkı izleyicilerin tekrar tekrar görmek istediği Devekuşu Kabare gibi.

Turgut Özakman’ın 1987 yılında kaleme aldığı “Deliler” oyunu, günümüzde yeniden sahnelendiğinde, karakterlerin DasDas sahnesini nasıl ele geçireceği merak konusu. 1980’li yıllara yapılan göndermelerle, geçmişe bir yolculuk gerçekleştirildi. Ben de ilkokul birinci sınıfa gittiğim yıllara geri döndüm. Gözlerim, sahnede ustaları aradı ve alkışlarımı onlara yolladım.

DasDas’ın “Deli Bayramı” adlı oyununu, usta sanatçı Metin Akpınar süpervizörlüğünde, Metin Akpınar ve Mert Fırat’ın yönetiminde sahneye koydu. Oyuncu kadrosunda Alper Baytekin, Ayşegül Cengiz, Büşra Alnıtemiz, Cansu Boz, Didem Balçın, Erdi Güçlü, Hande Özkurt, Kadir Burak Baydar, Mert Fırat, Nila Fırat, Özgün Aydın, Tunahan Çilingir ve Volkan Yosunlu gibi isimler yer aldı. Oyun, 1988 yılında sahnelenen “Deliler”in modern bir versiyonu olarak karşımıza çıktı; yalnızca adı değişmişti, içerik ise aynı kalmıştı. Bu durum da oldukça sevindiriciydi.

Oyunculara gelecek olursak, usta Metin Akpınar’ın, çırağı Mert Fırat’ı seçmiş olduğunu düşünüyorum. Ustalık-çıraklık ilişkisi, oyunculukta da tıpkı gazetecilikte olduğu gibi önemli bir yer tutar. Zincirin devam etmesi, izleyiciler olarak bizi mutlu ediyor. Mert Fırat, ustasının izinden giderek oyun boyunca karakterlere olan inancını gösterdi ve durmaksızın oyunun atmosferini canlı tutmayı başardı. Bu durum, seyircileri hayata ve insana dair derin sorgulamalara götürdü. 1980 kuşağından olanlar, o dönemin zorluklarını ve yokluğunu iyi bilir. Ancak değişmeyen tek şey, “demokrasi”ye olan inançtır; var mı yok mu sorusu ise her zaman geçerliliğini koruyor. Bugünün pahalılığı ve dövizin sürekli artışı da bu bağlamda dikkate değer.

Öte yandan, kabare tiyatrosunun adında “Devekuşu” kelimesinin yer almasının sebebi, 1960’lı yıllarda Türkiye’deki toplumsal tepkisizliğe bir gönderme yapmaktır. Yani, o dönemin “Devekuşu” teması, günümüzde de tanıdık bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.

Çılgın Dünya

Oyun ekibinin konuyu ifade etme biçimi ise oldukça çarpıcı: “Çılgın bir dünyada yaşadığımız kesin. Bunalıyoruz, sıkılıyoruz ve ister ekonomik ister duygusal olsun, tonlarca baskı altında çırpınıp duruyoruz. Dayanabilirsek ne âlâ. Bazen de sigortalar atıyor, trafolar patlıyor… Sonuç malum: Mazhar Osman Cumhuriyeti’nde zorunlu tatil!… Boynumuzda da bir yafta: ‘Deliler…’ Ama deli kim, akıllı ne? İçeridekiler mi, dışarıdakiler mi? Şairin dediği gibi: ‘Kimimiz akıllı deli, kimimiz deli akıllı.’”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP