‘Covid-19 baş-boyun kanserlerinde tanı koyma sürecini geciktiriyor’

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Avrupa Baş ve Boyun Cemiyeti’nce (EHNS) baş ve boyun kanseri farkındalığının artırılması, erken teşhis ve tedaviye imkan sağlanabilmesi maksadıyla yürütülen “Make Sense” kampanyası kapsamında, Türkiye, Almanya, İtalya, Polonya ve Portekiz’de Avrupa Kanser Hastaları Koalisyonu tarafından “Baş Boyun Kanserleri Farkındalık Anketi” gerçekleştirildi.

21-25 Eylül 8. Baş ve Boyun Kanseri Farkındalık Haftası hasebiyle yapılan ankete, 18 yaş üstü 5 bin 725 kişi katıldı. Saha çalışması, 16-23 Haziran’da düzenlendi ve anket online olarak gerçekleştirildi.

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak, Burun, Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Kısmı Öğretim Üyesi, Avrupa Baş ve Boyun Kanserleri Cemiyeti Genel Sekreteri ve Türkiye Baş ve Boyun Kanserleri Derneği Kurucusu Prof. Şefik Hoşal, anket sonuçları hakkında bilgi verdi.

Anketin, Türkiye’de hastaların baş ve boyun kanserinin bulgu ve belirtileriyle ne vakit doktora başvurmaları gerektiğini bilmediklerini ortaya koyduğunu belirten Hoşal, kamuoyunun tıbbi teklifler alma konusunda da isteksiz davrandığının belirlendiğini söyledi.

Prof. Dr. Hoşal, hastalığın farkındalık seviyesinde on yıl öncesine nazaran artış gözlense de Türkiye anket datalarının, baş ve boyun kanseri farkındalık çalışmalarının sürdürülmesinin değerli bir ihtiyaç olduğunu gözler önüne serdiğini vurguladı.

“ANKETİ YANITLAYANLARIN YÜZDE 70’İ HASTALIĞIN BELİRTİLERİNDEN EMİN DEĞİL”

Türkiye’de anketi yanıtlayanların yüzde 70’inin hastalığın belirtilerinden emin olmadığına işaret eden Hoşal, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Yüzde 36’sı ise baş ve boyun kanserini hiç duymadıklarını tabir ederken, muhtemel belirtiler listesini yanıtlayanların yüzde 62’si uzunluğundaki şişliği bir belirti olarak tanımladı. Öte yandan iştirakçilerin yalnızca yüzde 18’i daima burun tıkanıklığının baş ve boyun kanserinin muhtemel bir göstergesi olduğunu belirtti. Türkiye’de sigaraya bağlı en sık karşılaşılan gırtlak kanserinde hastaların lakin yüzde 39’u ses kısıklığının gırtlak kanseri ile bağlı olabileceğini düşündüğünü söz etti.”

Hoşal, baş ve boyun kanserleri gelişimindeki yüksek risk etkenlerinin de çok az bilindiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Baş ve boyun kanserlerinin en değerli nedenleri olmalarına rağmen, sigara ve alkol kullanımı görece az oranda risk faktörü olarak tanımlandı. Öte yandan risk faktörleri ortasında tanımlanan HPV (ciltten cilde temas ile geçen bir viral enfeksiyon olan insan papilloma virüsü) ve baş boyun kanserleri ortasındaki bağlantının çok düşük oranda bilindiği göze çarptı. Gençlerde bu farkındalık daha yüksek olmakla birlikte, yanıtlayanların yalnızca yüzde 19’u HPV’yi bir risk faktörü olarak tanımlıyor.

Yanıt verenlerin yalnızca yüzde 9’u baş boyun kanserlerine yakalanmakta cinsiyetin bir tesiri olduğunu belirtirken, uzmanlar erkeklerde baş ve boyun kanseri oranının bayanlardan iki-üç kat daha yüksek olduğunu kaydetti.”

“COVİD-19 TEŞHİS KOYMA SÜRECİNİ GECİKTİRİYOR”

Covid-19 salgınının da sorunu alevlendirdiğini lisana getiren Hoşal, şunları kaydetti:

“Anket bulgularına nazaran iştirakçilerin yaklaşık yüzde 40’ı pandemi nedeniyle bir doktora başvurmayacaklarını belirtiyor. Yani Kovid-19, hastalar üzerinde yıkıcı bir tesire sahip olan ve geç teşhis konulduğunda sağ kalım oranlarının düşük olduğu baş ve boyun kanserine ait teşhis konma sürecini de olumsuz etkiliyor. Maalesef olguların yüzde 60’ında teşhis konduğunda hastalık ilerlemiş olarak karşımıza çıkıyor. Halbuki erken evrelerde teşhis edildiğinde tedavi başarısı yüzde 80-90’lara ulaşıyor.”

Hoşal, Covid-19 nedeniyle insanların doktora daha az başvurmalarının “kaygı verici” olduğunu vurgulayarak, “Zaten yakalanması gerekenden daha geç yakalanan bu hastalık için yeni bir sorun eklendi” değerlendirmesinde bulundu.

BAŞ VE BOYUN KANSERİ

Baş ve uzunluğunda bulunan rastgele bir kanseri tanımlamanın bir yolu olan baş ve boyun kanseri, ağız ve lisanı, boğazı, yutağı, gırtlağı kapsıyor. Bu çeşit kanser, çoklukla baş ve uzunluğundaki ağız içi, burun ve boğaz üzere nemli, mukozal yüzeyleri döşeyen skuamöz hücrelerde başlıyor.