Balıkesir İl Müftülüğü’nde görev yapan vaiz Mehmet Deniz’in yaşam tarzı nedeniyle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından maruz kaldığı baskılar ve açılan soruşturmalar, intiharına giden süreçte önemli bir rol oynamıştır. Deniz’in, mahkeme kararı uygulanmadan görevine iade edilmemesi ve bu durumun ruhsal sağlığını olumsuz etkilemesi, intiharına zemin hazırlamış olabilir.
Deniz’in intiharı sonrası Balıkesir İl Müftülüğü’nde, “personelin yönetime kin kustuğu” şeklinde yorumlar yapılırken, “Başkanlık büyük bir yanlış yaptı. İdare mahkemesi kararı uygulanmadı. Düzgün bir müftüydü” ifadeleri de dikkat çekmektedir. Taşra teşkilatında ise “Sahipsiz biriydi. Destekçisi olsaydı bunlar yaşanmazdı” değerlendirmeleri gündeme gelmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan personel, başta Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş olmak üzere yönetime yönelik tepkilerini dile getirmektedir. Erbaş’ın, yeterli şartları taşımamasına rağmen Beykoz’a müftü olarak atadığı damadı Muhammet Likoğlu ile ilgili yapılan kıyaslamalar, bu tepkilerin temel nedenlerinden biridir. Likoğlu’nun, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a hakaret etmesine karşın hakkında herhangi bir işlem yapılmaması, çalışanların dikkatini çekmektedir.
Başkanlık personeli, “Bir siyasetçi arasaydı Ali Erbaş’ı, mahkeme kararı hemen uygulanırdı. Bırakın mahkeme kararını, açılan soruşturma bile kapatılırdı. Ali Erbaş’ın müftü damadı, milletvekiline ‘adam değilsin’ dedi, soruşturma açılmadı. Bu müftü basit konulardan soruşturma geçirdi ve tenzil ile cezalandırıldı. Sorumlulardan kim hesap soracak? Bir yönetici taziye mesajı bile paylaşmadı. Bu sessizlik neden?” şeklinde sorular sormaktadır.
Müftü Mehmet Deniz’in eşi Zeynep Deniz, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın “Mazlum olduğunuz aşikâr, mahkemeye gidin” dediğini belirtti. Zeynep Deniz, “Ali Erbaş’a sesleniyorum, Bunun hesabını bana, çocuklarıma kim verecek? Mazlum olduğunuz aşikâr dediğiniz halde mahkeme kararları kimler tarafından müdahale edilerek bu hale getirildi?” ifadeleriyle derin bir üzüntü ve öfke dile getirmiştir.
Öte yandan Adaletli, Dinamik, İdealist, Liyakatlı Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Ahmet Murat Hocaoğlu, “Bu insanı haksızlık nedeniyle kaybettik. Atama Yürütme Kurulu, kınama cezasını kaldırmadı. Bir müftü niçin intihar eder?” diyerek, yaşananların ciddiyetine dikkat çekmiştir.
Müftü Deniz’in bisiklete binmesi, motosikletle işe gitmesi ve geleneksel cüppe giymemesi gibi sebeplerle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açılan soruşturmalar sonucunda, müftülükten atılmıştı. Balıkesir İdare Mahkemesi, Diyanet’in kınama cezasını ve müftülükten atma kararını bozarak Deniz’in göreve iade edilmesi yönünde karar vermişti. Ancak, Diyanet bu kararı uygulamaktan kaçınmıştı.
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce