Atatürk’e Yönelik Hakaretler ve Gençlerin Bilinçlenmesi

Atatürk’e Yönelik Hakaretler ve Gençlerin Bilinçlenmesi

ABONE OL
January 25, 2025 01:35
Atatürk’e Yönelik Hakaretler ve Gençlerin Bilinçlenmesi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Atatürk’e Yönelik Çirkin Saldırı: Gençlerin Bilinçlenmesi Gerekiyor

İstanbul’da bir lise öğrencisinin, Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafı ile yaptığı müstehcen hareketleri içeren bir sosyal medya videosu, toplumda büyük bir infial yarattı. Bu görüntüler üzerine harekete geçen polis, şüpheli genci gözaltına aldı. Savcılıkta verdiği ifadenin ardından mahkemeye sevk edilen genç, “Halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama” ve “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçlarıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Bu tür olayların sıkça yaşanması, toplumda ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Arada bir, kendini bilmez kişiler, Atatürk’e yönelik çirkin ifadeler kullanabiliyor ve bu durum bizleri derinden üzüyor. İstanbul’daki 17 yaşındaki Türk genci, bu konuda son yaşanan olayın başrol oyuncusu oldu. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde bir Türk gencinin bu duruma düşmesi, gerçekten düşündürücü ve yürek burkan bir durum.

Burada suçlu arayıp cezalandırmaktan öte, sorunun kaynağına inmek ve köklü bir çözüm üretmek şart. Çocuğu gözaltına almak, sorunu çözmez ya da çözüm için bir yol açmaz. Sorunun köklerine indiğimizde kendimize sormamız gereken ilk soru şu olmalıdır: “Biz bu gençlere Atatürk’ü neden doğru bir şekilde tanıtamadık?”

  • Atatürk’ün 57 yıllık yaşamına 11 savaş, 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap ve bağımsız bir ülke sığdırdığını,
  • Askeri dehasını, cesaretini ve devlet adamlığı vasıflarını,
  • Çağının en önemli liderlerinden biri olduğunu, ölümünden 85 yıl geçmesine rağmen bu gençlere neden anlatamadık?

“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen, bir milleti esaretten kurtaran bir liderin, böyle bir muameleye maruz kalması, nankörlük değil de nedir? Unutmayalım ki, Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaş dünyanın güçlü bir devleti haline getiren büyük bir liderden bahsediyoruz. Bu ülkenin kurucu babasına, geride bıraktığımız 100 yılın en önemli devlet adamına, düşmanlarının bile saygı duyduğu birine yöneltilen anlamsız ifadeler, bizim için hiçbir şey ifade etmiyor.

Atatürk’ün değerini bilmemek, Atatürk’ü küçültmez ya da ona zarar vermez. Yaşamının tüm yönleriyle büyük bir lider olan, tarihin akışını değiştiren ve büyük tehlikelere engel olan böyle bir lidere her memlekette rastlamak mümkün değildir. Görülüyor ki, böyle büyük bir lidere hakaret etmek için dış güçlere ihtiyaç duymuyoruz. Bu konuda o kadar maharetliyiz ki, dünya tarihinin nadiren gördüğü bir dehaya ve dünyaya meydan okumuş büyük bir komutana, aklımız estiğince hakaret edebiliyoruz.

Bu hakaret edenler, bu ülkede çan sesi yerine ezan sesi duyuyorsa, paskalya yerine milli ve dini bayramlarını kutluyorsa, kilise yerine camiye gidiyorsa, bunu Atatürk’e borçlu olduklarını unutmamalıdır.

Yaşananları özetlersek, Atatürk’e bu ve benzeri konularda negatif yaklaşım gösteren, hakaret eden ve onu sevmeyen kitlelere verilecek cezanın kesinlikle hapis cezası olmaması gerektiği kanaatindeyim. Peki, ne yapılmalıdır? Bu gençlere hapiste yatacakları süre boyunca, hatta nefesimiz son buluncaya kadar Atatürk anlatılmalıdır. Belki günlerce, belki de aylarca… Ta ki, belki Atatürk’ü sevmeyecek ama saygı duyacak noktaya gelene kadar.

Çünkü yaşadıklarımız, bize yüz yıl önce “En büyük düşmanın bilgisizlik olduğunu” gören ve “Gerçek kurtuluş için bu bilgisizliği yok etmek gerektiğini” söyleyen Atatürk’ün ne kadar haklı olduğunu göstermektedir. En büyük düşman olan bilgisizliği yenmek, her Türk gencinin bu vatana karşı namus borcudur. Bu borcu milletçe ödemeli, gençlerimizi iyi, doğru ve güzel olanla tanıştırmalı ve bunu da Atatürk’e sahip çıkarak yapmalıyız. Çünkü başka Atatürk yok!

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP