Antakya Sanat Kolektifi’nden Deprem Temalı Sergi: ‘Öyle Bir Yere Geldik ki Hiçbir Sokağın Adı Yok’
  • Antalya Basın
  • Genel
  • Antakya Sanat Kolektifi’nden Deprem Temalı Sergi: ‘Öyle Bir Yere Geldik ki Hiçbir Sokağın Adı Yok’

Antakya Sanat Kolektifi’nden Deprem Temalı Sergi: ‘Öyle Bir Yere Geldik ki Hiçbir Sokağın Adı Yok’

ABONE OL
January 24, 2025 22:51
Antakya Sanat Kolektifi’nden Deprem Temalı Sergi: ‘Öyle Bir Yere Geldik ki Hiçbir Sokağın Adı Yok’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Antakya Sanat Kolektifi’nden Yeni Sergi: “Öyle Bir Yere Geldik ki Hiçbir Sokağın Adı Yok”

Antakya Sanat Kolektifi, 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremleri konu alan “Öyle Bir Yere Geldik ki Hiçbir Sokağın Adı Yok” isimli sergisini 7 Eylül’de Karaburun Bilim Kongresi’nde ziyaretçilerin beğenisine sunacak. Kolektif, sergiyi tanıtırken, “Bu serginin unutmaya/unutturulmaya karşı bir tavır olarak algılanmasını diliyoruz” ifadesini kullandı.

6 Şubat Depremlerinin Etkileri

Kahramanmaraş merkezli depremler, Antakya Sanat Kolektifi’nin yeni sergisinde derin bir şekilde işlenecek. Kolektif, serginin amacını ve önemini vurgulamak için şu açıklamayı yaptı:

“ÇIĞLIKLARI HÂLÂ KARABASANLARIMIZDA YANKILANIYOR”

Antakya Sanat Kolektifi, sergiye ilişkin açıklamasında, “6 Şubat Depreminden bugüne ‘Orada kimse var mı’ çığlıkları hâlâ karabasanlarımızda yankılanıyor. Yaralarımız henüz kabuk bağlamadı. Biz de ‘sanat sağaltır’ diyerek, deprem temalı Cemal Süreyya’dan ödünç aldığımız iki dizeyi de başlık yaparak bir sergi hazırlamaya giriştik. Ancak özellikle belirtmeliyiz ki Antakya Sanat Kolektifi olarak bu çalışmada ereğimiz sadece bireysel sağalma/rehabilitasyon değildir.”

“Kolektif Hafızaya Dönüşüm”

Kolektif, kişisel hafızaların kolektif hafızaya dönüşmesine katkı sağlamayı da amaçladıklarını belirtti. “Zira biliyoruz ki Türkiye’nin güçlü, köklü deprem hafıza mekanlarına ihtiyacı var. Yalova’da inşa edilen Deprem Anıtı ve Adapazarı Deprem Müzesi dışında ciddi hafıza mekanları yok.”

Bu çalışmaların gerçek tarih yazımına ve hafıza mekanlarının oluşumuna katkı sunacağına inandıklarını vurguladılar. “Sanat-edebiyat, toplumsal alt üst oluş dönemlerinde ‘kamunun vicdanı’ olacaktır.”

Devletin Rolü ve Eleştiriler

Sergi açıklamasında, devlet kurumlarının deprem sonrası yardıma geç geldiği ifade edildi. “Deprem/doğal afet felakettir, yıkar, öldürür, hangi iktidar olursa olsun” denilerek şunlar eklendi:

  • “Depremin ilk gününden beri binlerce aile enkazların başında çaresizce bir kurtarıcı ekip bekledi.”
  • “Binlerce insan, yıkıntılara zamanında müdahale edilemediği için hayatını kaybetti.”
  • “On binlerce insan 3-4 gün sıcak çorba, tuvalet, su ve ekmek bulamadı.”

Antakya Sanat Kolektifi, resmi kurumların işlevsiz ya da geç kaldığını belirterek, “Resmi kurumların büyük bir bölümü adeta enkaz altında kaldılar.” ifadelerini kullandı. Bu bağlamda, bir şairin “Bağıra bağıra/Acı çeke çeke/Donarak, çürüyerek öldük/Enkazın altında! Kalanlarımız yaralarıyla baş başa şimdi.” dizelerine yer verildi. Ayrıca bir fotoğrafçının, “Devlet nerede haykırışını çok duyar olduk deprem döneminde. Devlet, işte tam da orada, yanı başında yıkılan binanın duvarında, çığlıklarımızda, ölülerimizin bedeninde.” notunu düştüğü belirtildi.

Unutma ve Hesap Sorma Üzerine

Açıklama, şu şekilde sonlandırıldı:

“Bu sergi, unutmaya/unutturulmaya karşı bir tavır olarak algılanmalıdır.”

Sergi, pek çok soru ve yanıt barındırıyor. “Neden enkaz altından sağ çıkabilecek binlerce insan, nafile yardım bekleyerek, imdat çığlıkları atarak can verdi?” gibi soruların yanı sıra, “Kontrolsüz konutlaşmanın, daha doğrusu ranta, çıkara dayalı kontrolsüz şehirleşmenin sorumlusu kim?” sorusu da gündeme getirildi. Yüzleşme ve hesap sorma sürecinin önemine vurgu yapıldı. “Sonuç itibariyle Karaburun Bilim Kongresi’nde açacağımız bu serginin unutmaya/unutturulmaya karşı bir tavır olarak algılanmasını diliyoruz.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP