Antakya Sanat Kolektifi’nden Deprem Temalı Sergi

Antakya Sanat Kolektifi’nden Deprem Temalı Sergi

ABONE OL
January 24, 2025 22:50
Antakya Sanat Kolektifi’nden Deprem Temalı Sergi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Antakya Sanat Kolektifi’nden Anlamlı Bir Sergi

Antakya Sanat Kolektifi, 6 Şubat’ta meydana gelen depremleri konu alan “Öyle Bir Yere Geldik ki Hiçbir Sokağın Adı Yok” isimli fotoğraf, şiir ve metin sergisini, 7 Eylül’de Karaburun Bilim Kongresi’nde ziyaretçilerine sunacak. Kolektif, sergiye dair yaptığı açıklamada, “Bu serginin unutmaya veya unutturulmaya karşı bir duruş olarak algılanmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Bir Acının İzleri

Kahramanmaraş merkezli depremler, Antakya Sanat Kolektifi’nin yeni sergisinin ana temasını oluşturuyor. Serginin ismi, yaşanan acıların ve kayıpların sessiz çığlıklarını yansıtırken, sanatçıların duygularını ve düşüncelerini de yansıtmayı amaçlıyor. Antakya Sanat Kolektifi, bu sergi ile birlikte yaşanan travmanın toplumsal hafızamızda kalıcı izler bırakmasını hedefliyor.

“ÇIĞLIKLARI HÂLÂ KARABASANLARIMIZDA YANKILANIYOR”

Antakya Sanat Kolektifi, sergiye dair yaptığı açıklamada, “6 Şubat Depreminden bugüne ‘Orada kimse var mı’ çığlıkları hâlâ karabasanlarımızda yankılanıyor. Yaralarımız henüz kabuk bağlamadı. Biz de ‘sanat sağaltır’ diyerek deprem temalı, Cemal Süreyya’dan ödünç aldığımız iki dizeyi de başlık yaparak bir sergi hazırlamaya giriştik. Ama özellikle belirtmeliyiz ki Antakya Sanat Kolektifi olarak bu çalışmada ereğimiz sadece bireysel sağalma/rehabilitasyon değildir. Tek tek, bölük pörçük kayıtların yani kişisel hafızanın, kolektif hafızaya dönüşmesine katkı sunmak amaçlarımız arasındadır. Zira biliyoruz ki ‘Türkiye’nin güçlü, köklü deprem hafıza mekanlarına ihtiyacı var. Yalova’da inşa edilen Deprem Anıtı ve Adapazarı Deprem Müzesi dışında ciddi hafıza mekanları yok.’ İşte bu çalışmalar da gerçek tarih yazılımına ve hafıza mekanlarının oluşumuna katkı sunacaktır. Sanat-edebiyat yine toplumsal alt üst oluş dönemlerinde ‘kamunun vicdanı’ olacaktır” dedi.

“DEVLET, İŞTE TAM DA ORADA YANI BAŞINDA”

Açıklamada, devlet kurumlarının yardıma geç geldiği dile getirildi. “Deprem/doğal afet felakettir, yıkar, öldürür, hangi iktidar olursa olsun” denilebilir. Oysa “Depremin ilk gününden beri binlerce aile enkazların başında çaresizce bir kurtarıcı ekip bekledi. Binlerce insan, yıkıntılara zamanında müdahale edilemediği için hayatını kaybetti. On binlerce insan özellikle 3-4 gün boyunca sıcak çorba, tuvalet, su ve ekmek bulamadı. AFAD başta olmak üzere ilgili resmi tüm kurumlar ya işlevsiz ya da çok geç kaldılar. Değim uygunsa resmi kurumların büyük bir bölümü de adeta enkaz altında kaldılar.” İşte bu nedenle sergimize katkı sunan şairlerden biri, “Bağıra bağıra/Acı çeke çeke/Donarak, çürüyerek öldük/Enkazın altında! Kalanlarımız yaralarıyla baş başa şimdi.” diye yazdı. Bir fotoğrafçı ise “Devlet nerede” haykırışını çok duyar olduk deprem döneminde. Devlet, işte tam da orada, yanı başında yıkılan binanın duvarında, çığlıklarımızda, ölülerimizin bedeninde, binayı çürük yapan müteahhidin cebinde, görevini tam yapmayan mimarın ve mühendisinin eğitiminde. Duygusuz hissiz katran karası yüreğiyle” notunu düştü çektiği bir fotoğrafın altına.

“BU SERGİ UNUTMAYA/UNUTTURULMAYA KARŞI BİR TAVIR”

Açıklama şu şekilde noktalandı: “Sorular ve yanıtlar çoğaltılabilir. Örneğin: Neden enkaz altından sağ çıkabilecek binlerce insan, nafile yardım bekleyerek, imdat çığlıkları atarak kan kaybından ya da soğuktan enkaz altında can verdi? ‘Kontrolsüz konutlaşmanın, daha doğrusu ranta, çıkara dayalı kontrolsüz şehirleşmenin sorumlusu kim? İmar Barışları’nın, yapı denetimsizliğinin, aile kurumu haline dönüşmüş, şirketleştirilmiş Kızılay’ın, AFAD’ın mimarı kimler?’ Yüzleşme, hesap sorma ile birlikte gerçekleşmezse yaralar hep açık kalmaz mı? İşte bu sorular makro ve mikro iktidarlar tarafından yanıtlanmayı bekliyor. Sonuç itibariyle Karaburun Bilim Kongresi’nde açacağımız bu serginin unutmaya/unutturulmaya karşı bir tavır olarak da algılanmasını diliyoruz.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP