Anevrizma Araştırmaları ve Tedavi Yöntemleri

Anevrizma Araştırmaları ve Tedavi Yöntemleri

ABONE OL
January 23, 2025 22:24
Anevrizma Araştırmaları ve Tedavi Yöntemleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Uzmanların gerçekleştirdiği araştırmalar, henüz kanamadan önce teşhis edilmiş anevrizmaların hangi durumlarının kanama riski taşıdığını ve bu durumda hangi tedavi yöntemlerinin bir an önce uygulanması gerektiğini ortaya koymaktadır. Beyin damarlarının kesişim noktalarında, damar duvarının yüksek tansiyon, kolesterol gibi faktörler nedeniyle zayıflayıp incelmesi sonucu oluşan baloncuklara anevrizma denir. Eğer bu baloncuk, yırtılıp kanamadan önce teşhis edilirse, tedavi cerrahi ya da daha yaygın olarak girişimsel yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Kanama olmadan tedavi edilen anevrizma hastalarının yaşam şansları çok daha yüksektir. Ancak baloncuğun yırtılması, beyin cerrahisi alanında en korkutucu durumlardan birini oluşturmaktadır. Bazen, kanamadan önce anevrizması tespit edilmiş hastalar, farklı doktorlardan görüş almak isteyebilir veya çeşitli nedenlerle tedavilerini erteleyebilirler.

“İstatistiksel Olarak Sadece Bir Hasta Hayatta Kalabiliyor”

Anevrizmanın yırtılmasının ardından meydana gelen ‘subaraknoid kanama’, hasta için geri sayımın başladığını gösterir. Doç. Dr. Murat Şakir Ekşi, “Anevrizmalar, beyin damarlarının kesişim bölgelerinde baloncuklar oluşturur. Bu baloncuklar, damar duvarının zamanla kolesterol, damar sertliği ve yüksek tansiyon gibi sebeplerle zayıflaması neticesinde basınç etkisiyle oluşur.” şeklinde açıklama yapmıştır. Her 100 kişiden 3-8’inin anevrizma taşıdığını belirten Doç. Dr. Ekşi, “Bu anevrizmalar, altta yatan hastalıklarla birlikte büyüyebilir ve nihayetinde patlayabilir. Bu durumu beyin kanaması olarak adlandırıyoruz. Çok tehlikeli bir süreç; her 4 hastadan bir tanesi olay anında kaybediliyor. Geri kalan 3 hastadan birisi yolda, diğer 2 hastadan biri hastanede kaybediliyor. İstatistiksel olarak sadece bir hasta hayatta kalabiliyor. Bu durum, beyin cerrahisi açısından en ciddi ve ölümcül hastalıklardan birini oluşturmaktadır.” diye eklemiştir.

Anevrizmalarda henüz kanamadan teşhis konulduğunda, iki temel yaklaşım uygulandığını ifade eden Doç. Dr. Ekşi, “Açık ya da kapalı yöntemlerle müdahale edilebilir. Kapalı müdahalede, kasık ya da koldan girilerek kalp anjiyosu gibi anjiyo yapılmaktadır. Bu işlem, rutin tetkikler arasında yer almaktadır. O esnada hastanın filmi ve durumu uygunsa, girişimsel nöroradyoloji tarafından anevrizmalar kapatılmaktadır.” şeklinde bilgi vermiştir.

Kanama Olmadan Müdahale Zamanı

Kanama Olmadan Müdahale Zamanı

“Kanama olmadan, hayati risk ortaya çıkmadan müdahaleyi ne zaman yapmalıyız?” sorusu ise literatürde net bir şekilde yanıt bulmamaktadır. Bu konuda kendi hastanemizde gerçekleştirdiğimiz çalışmalar, ön beyin bölgesindeki kanamış ve kanamamış anevrizmaların hangilerinin kanamaya daha yatkın olduğunu belirlemeye yöneliktir. Bu amaçla, benzer literatür çalışmaları taranarak analiz edilmiştir. Böylece, bu hastaların ne zaman ameliyat edilmesi gerektiği konusunda daha net bilgiler sunulması hedeflenmiştir.

Anevrizma Riskini Artıran Etkenler

Araştırma kapsamında 107 hastanın verileri değerlendirilmiştir. Doç. Dr. Ekşi, “Hastaların ön beyin bölgesindeki anevrizmalar (Acom) arasında bazıları kanamışken, diğerleri kanamamıştır. Yaptığımız analizler, bu baloncukların üzerinde yeni bir baloncuk oluşabileceğini ve ‘yavrulu’ anevrizması bulunan hastaların kanama ihtimalinin 3 kat daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Her saptanan yeni anevrizmanın beşte birinde yavru anevrizma mevcuttur. Bu da kanama oranını artıran bir faktördür. Ayrıca, hastanın geçmişte düzenli sigara içmesi, kanama riskini yüzde 70 artırmaktadır. Genç yaş da riski yüzde 5 artırmaktadır; dolayısıyla hastanın yaşı ne kadar gençse, özellikle 50 yaş altındaysa, anevrizmasının kanama ihtimali o kadar yüksektir.” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.

“Doktor Doktor Dolaşırken Kanayabilir”

Asıl hedeflerinin 50 yaş altında görülen anevrizmalara kanamadan müdahale edilmesi olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Ekşi, bunun nedenlerini şu şekilde belirtmiştir: “Bizim asıl amacımız, bu genç popülasyonda saptanan anevrizmalardır. Çalışmamız da gösteriyor ki, bu grup daha yüksek risk altındadır. Dolayısıyla, anevrizması teşhis edilmiş ve var olan baloncuğunun üzerinde başka bir yavru anevrizma daha bulunan hastaların kanama riskinin yüksek olduğu konusunda uyarılması önemlidir. Bu şekilde, en kısa sürede açık ya da kapalı yöntemlerle mevcut anevrizmanın tedavi sürecinin planlanması gerekmektedir. Bazen hastalar, emin olmak için farklı hekimlere başvurmak isteyebiliyor. Daha önce böyle bir durumla karşılaştık; hastamız, filmleri ile farklı doktorlardan görüş almak istedi. Doktor doktor dolaşırken beyin kanaması gerçekleşti. Müdahalesini gerçekleştirdik, kanadıktan sonra hasta kurtuldu. Ancak herkes bu kadar şanslı olmayabilir.”

Ense Ağrılarında Dikkat!

Beyin anevrizmalarında en belirgin semptom, şiddetli baş ağrısıdır ve her zaman net bir ayırt edici tanı olamayabilir. Doç. Dr. Ekşi, “Anevrizmanın kendine özgü, direkt bir bulgusu yoktur. Çok nadiren, sızdırma tarzında ani olmayan kanamalar gerçekleşebilir. Bu durumda, enseden başlayarak başın her yerine yayılan şiddetli ağrılar baş gösterir. Bu belirti anevrizmaya özgüdür. Hasta bu tür bir baş ağrısını başka hastalıklarla ilişkilendirebilir. Ancak bu, normal baş ağrısı gibi olmayacaktır. Acilen en yakın sağlık kuruluşundaki nöroloji veya beyin cerrahisi uzmanına başvurulması gerekmektedir. Ayrıca, uzun süredir takip edilen migren hastaları, bu tür bir ağrıyı migrenden kaynaklandığını düşünebilir. Ancak, migren hastalarının ağrılarında karakter değişikliği olduğunda, doktorlarına başvurması büyük önem taşımaktadır.” şeklinde açıklamalarını sonlandırmıştır.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP