Anayasa Mahkemesi, HAGB Düzenlemesini İptal Etti

Anayasa Mahkemesi, HAGB Düzenlemesini İptal Etti

ABONE OL
January 22, 2025 21:43
Anayasa Mahkemesi, HAGB Düzenlemesini İptal Etti
0

BEĞENDİM

ABONE OL

HAGB Düzenlemesi Anayasa Mahkemesi Tarafından İptal Edildi

Resmi Gazete‘de yayımlanan bir karara göre, Anayasa Mahkemesi (AYM), 2 yıl veya daha az hapis cezası ya da adli para cezası öngörülen suçlar için uygulanan ‘Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)’ düzenlemesini iptal etti. Bu karar, Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin yaptığı başvuru üzerine yeniden gündeme geldi.

Başvuruda, HAGB düzenlemesinin “mağdurlara yeterli tazmin sağlamadığı, faillerin cezadan muaf tutulmasına olanak tanıdığı ve devletin, kişilerin maddi ve manevi varlıklarını koruma yükümlülüğünü yerine getiremediği” ifade edildi. Bu durumun Anayasa’nın 17. maddesine aykırı olduğu belirtilerek iptal talep edildi. AYM, HAGB düzenlemesinin iptaline hükmetti ve bu kararın 1 yıl sonra yürürlüğe gireceğini duyurdu.

HAGB Nedir?

2005 yılında Türk Ceza ve Ceza Usul Hukuku’nda yapılan değişiklikle yürürlüğe giren HAGB düzenlemesi, 2 yıl veya daha az hapis cezası veya adli para cezası öngörülen suçlarda, yargılamanın sonucunda verilecek mahkûmiyet hükmünün belirli koşullara bağlı olarak 5 yıl süreyle ertelenmesini ve bu koşulların gerçekleşmesi durumunda davanın düşürülmesini öngörmektedir.

Geri bırakma süresi boyunca sanığın belirli şartları yerine getirmesi gerekmektedir. Bu şartların en önemlisi, HAGB kararının kesinleşmesinden itibaren 5 yıl boyunca kasıtlı bir suç işlemememesidir. Eğer sanık bu süre boyunca şartları yerine getirirse, açılmış olan kamu davasının düşmesine karar verilir ve sanık ceza almamış olur. HAGB kararını kabul eden sanığın temyiz hakkı bulunmamaktadır ve istinaf mahkemesine başvurma imkanı yoktur. Şartları ihlal etmesi durumunda ise, mahkeme açıklanan hükmü geri alarak verilen cezanın uygulanmasına karar verebilir. Bu karar da istinaf incelemesine tabi olur.

İngiltere, ABD ve Fransa gibi birçok ülkede benzer uygulamaları olan HAGB, teorik olarak ceza adalet sisteminde rehabilitasyon ve ikinci bir şans sağlama amacını taşımaktadır. Ancak, HAGB’nin uygulamasına dair uzun süredir şikayetler dile getirilmekte ve iptal başvuruları yapılmaktadır.

Neden İptal Edildi?

Anayasa Mahkemesi, kararında kötü muamele iddiaları kapsamındaki davalarda HAGB’nin uygulanmasının sanığın infaz edilebilir bir ceza almadığı ve mağdur açısından yeterli ve etkili bir tazmin sağlamadığını vurguladı. HAGB için sanığın öncelikle bu kararı kabul etmesi gerektiği belirtiliyor. Bu durum, sanığın daha hüküm almadan temyiz hakkından vazgeçmesine neden olmaktadır. AYM, ayrıca sanıkların mahkumiyet tehdidi altında savunmasız bir duruma sokulduğunu ifade etti. Öte yandan, bu süreçte hiçbir mağdurun rızasının alınmaması da dikkat çekti.

Failin Kamu Görevlisi Olduğu Durumlar

AYM kararı, bir ceza davasında failin kamu görevlisi olduğu ve olmadığı durumları ayrı bir şekilde değerlendiriyor. HAGB düzenlemesinin, failin kamu görevlisi olmadığı durumlarda devletin daha esnek davranma imkanı sunduğuna dikkat çekiliyor. Ancak, kamu görevlilerinin işkence veya kötü muameleyle suçlandığı durumlarda fiili olarak cezasız bırakılmalarının “hoş görülemeyeceği” ifade ediliyor. Bu tür durumlarda HAGB’nin uygulanmayacağına dair yasal düzenlemenin eksikliği sorun teşkil ediyor. AYM, failin fiilleriyle orantılı cezalar verilmediğini ve mağdurlar açısından uygun tazminin sağlanamadığını vurguluyor. Mevcut haliyle HAGB düzenlemesinin, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarını önlemekte yetersiz kaldığını belirtiyor. Bu durum, başta ifade özgürlüğü ve toplantı ile gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlükler üzerinde caydırıcı bir etki yaratıyor.

Sanık ile Mağdur Açısından Nasıl Değerlendirilebilir?

Ceza hukukçusu Süleyman Demirel’e göre, AYM’nin kararı mağdur açısından değerlendirildiğinde, failin kamu görevlisi olduğu ve mağdurun vatandaş olduğu durumlarda özellikle “işkence, eziyet ve kötü muamele” gibi suçlar bakımından isabetli bir adım atılmıştır. Demirel, “Özellikle bu suçlar yönünden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından birçok ihlal kararıyla karşı karşıyayız; bu konuda karnemiz pek de iyi değil. Bu nedenle, kişi güvenliği, yaşama hakkı, ifade özgürlüğü gibi temel hakların kullanılmasının önünün açılması açısından ilkesel olarak önemli bir karar” şeklinde görüş belirtiyor.

Sanığın sıradan bir vatandaş olduğu durumlarda ise, Demirel, mağdurun rızasıyla HAGB kararı verilmesinin sorunu kısmen çözebileceğini ifade ediyor. Kararı sanık açısından değerlendiren Demirel, yargılama sırasında ceza tehdidi altında bulunan bir sanığın, olası cezadan kurtulmak amacıyla özgür iradesi olmadan HAGB kararını kabul etmesinin önemli bir sorun olduğunu belirtiyor. Demirel, “Kaldı ki, uygulamada iş yoğunluğu bahanesiyle HAGB’nin ne olduğu ve sonuçlarının ayrıntılarıyla anlatılmadığı da bilinen bir gerçektir” diyor.

Demirel, kararın mağdurlar için, uğradıkları suçun karşılığında failin ceza almasını görmeleri açısından tatmin edici olacağını ifade ediyor. Öte yandan, ceza hukukunun temel amaçlarından biri olan failin topluma yeniden kazandırılması hedefine dikkat çekiyor. “Bu yönde daha önce kasıtlı bir suç işlememiş ve suça eğilimi olmadığı mahkeme tarafından objektif olarak belirlenmiş olan faile, yasada öngörülen 5 yıllık süre içinde kendini kasıtlı bir suçtan uzak tutma fırsatının verilmesi uygun” diyen Demirel, HAGB’nin mevzuata konuluş amacına uygun kullanılmadığının altını çiziyor.

Süreç Nasıl İşleyecek?

Anayasa Mahkemesi’nin kararı, 1 yıl sonra yürürlüğe girecek. Bu süreçte HAGB kararı verilmesine hukuken bir engel olmadığını belirten Demirel, bu bir yıl içerisinde mahkemelerin yeni düzenleme sonrasında ortaya çıkabilecek karışıklıkları göz önünde bulunduracaklarını ve HAGB kararını vermekten çekineceklerini ifade ediyor. Yani uygulamada, karar aşamasına gelmiş dosyalarda, HAGB kararı verilebilecek durumlarda, Anayasa Mahkemesi’nin kararı gerekçe gösterilerek ‘yeni bir düzenleme yapılana kadar’ duruşmaların ertelenmesi muhtemeldir.

Demirel, bu erteleme süresinin en aza indirilmesi için yasa koyucunun bir an önce AYM kararına uygun şekilde yeni bir düzenleme yapması gerektiğinin altını çiziyor.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP