Nevra Serezli denildiğinde aklıma ilk gelen Devekuşu Kabare. Tiyatroyu sevmemizde önemli bir rol oynamış isimlerin başında gelir. Metin Akpınar ve Zeki Alasya ile sahneye koydukları oyunlar, hafızalarımıza kazındı. Serezli’yi yeniden tiyatroda izlemek gerçekten de büyük bir mutluluk. Zaman geçiyor ve eskiye dair her şey geride kalıyor. Ancak biz her seferinde geçmişi anlatıyor, tebessümle anıyoruz. İşte Nevra Serezli ile buluştuğumuzda da durum böyle oldu. Öncelikle, başrolde yer aldığı yeni oyunundan bahsetmek istiyorum.
Ayşe Kulin’in “Veda” adlı eseri, Nedim Saban tarafından sahneye uyarlanmış ve yönetilmiş. Oyunda, Milli Mücadele dönemi ve bu dönemin hem acı hem de umut dolu olayları ele alınıyor. Oyunun merkezinde bir konağın sakinleri ve onların hayatları yer alıyor. Ayrıca, savaşın acısı ve bireylerin bu değişim karşısında verdikleri tepkiler de sorgulanıyor. Bu, bir Kurtuluş Savaşı hikâyesi değil; emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki emellerine ve düşman işgali altındaki İstanbul’un kaybına yoğunlaşan bir anlatı. Kitap bir otobiyografi; Ayşe Kulin’in son Osmanlı nazırı olan dedesinin yaşadıklarını anlattığı oyunda, Cumhuriyetin kurulduğu ilk günlerin getirdiği değişim sancılarının gerilimli atmosferine tanıklık ediyoruz.
Oyunun tüm ayrıntılarını Nedim Saban ve Nevra Serezli ile biraz da nostaljik bir yolculuk yaparak konuştuk.
TÜRK EDEBİYATI…
“Veda”yı sahneye uyarlama fikri nasıl gelişti, süreç nasıl ilerledi?
Nedim Saban: Ben roman adaptasyonlarını çok seviyorum. Türk edebiyatında yazılan birçok önemli eser var ve bu eserlerin bir okuyucu kitlesi de mevcut. Onları tiyatro sahnesinde farklı bir biçimde anlatmak mümkün. Zülfi Livaneli’nin “Leyla’nın Evi” adlı oyunu buna güzel bir örnek.
Saban: Doğru, tam on sezon! Sonrasında “Onca Yoksulluk Varken” gibi başka uyarlamalar da yaptık. Cumhuriyetin 100. yılı olması ve otobiyografik bir hikâye olması nedeniyle bu projeye çok özel bir anlam kattı. Bu hikâye, çok içten, tarafsız ve duygulu. Yürekten yazılmış bir anlatı; beni oldukça duygulandırdı. Hemen Nevra ablayı aradım, sözü sana bırakıyorum.
UMUT…
Nevra Serezli: Ben zaten bu romana âşık olmuştum, yıllar önce okumuştum. Ayşe Kulin’i çok severim; kolejden de arkadaşız, okulda birlikteydik. Onun bütün romanlarını okudum. “Veda” ise bende farklı bir heyecan uyandırmıştı. Sonrasında bu eserin devamı olan “Umut” da var! Gerçek yaşanmış hikâyeler beni her zaman çok etkiler. Bu kitabı çok severek okudum. Hiç tereddüt etmedim. “Yapalım mı?” dediklerinde hemen aklımda “Deli Saraylı” karakteri canlandı. Okurken bu karakterin ismi çok akılda kalıcıydı. “Harika olur” dedim ve bir ağustos günü Bodrum’da bir lokantada yemek yerken karar verdik. O gece Ayşe Kulin’i aradık ve ondan da “tamam” cevabını aldık. O günden itibaren Nedim çalışmalara başladı.
Saban: Ama rolü kaptırıyordunuz Nevra Hanım! Çünkü Ayşe Kulin, “Deli Saraylı”yı kendisi oynamak istiyordu.
Serezli: Evet, çok komik bir espri yaptı. Telefonda “Ama saraylı hanımı ben oynarım” dedi. Ben de ona “Ben de seneye roman yazarım” dedim, böylece o da oynamaktan vazgeçti.
Serezli: Saraylı kadın oldukça otoriter; ismi sonradan “Deli Saraylı”ya çıkıyor çünkü biraz aklını kaybediyor. Konağın içinde herkes onun dediğini yapmak zorunda. Ancak derin bir yarası var; savaşta oğlunu kaybetmiş, gelinini yitirmiş, torunu yaralanmış ve torununa bakıyor. Oğlunun acısı ve torun sevgisi arasında kalmış bir kadın. Bu durumu çok abartmadan, ama zaman zaman hissettirerek oynamaya çalışıyorum. Yetiştirdiği Mehpare adında bir kızı var ve ona da büyük bir özenle bakıyor. Çeşitli katmanları olan, renkli bir karakter. Oynaması da oldukça keyifli!
Serezli: Evet, kadın komik aslında. O inadı içinde bir komedi barındırıyor. Tek taraflı bir karakter değil, içinde farklı dinamikler barındıran bir rol oynamak benim için her zaman çok keyifli olmuştur. Bu yüzden bu rolden büyük keyif alıyorum. Ayrıca, oyunun metnini de çok seviyorum; Nedim’e büyük bir hayranlığım var, çok güzel bir uyarlama yazdı. İlk seferde tam olarak istediği gibi olmadı; beşinci versiyonda nihayet oturdu. Her seferinde interaktif bir şekilde çalıştık. “Bu sahne olsun”, “bu sahne olmasın, benim sevdiğim şu sahne niye yok?” gibi tartışmalar yaptık. Nedim, bu konuda çok çalışkan; sabahlara kadar oturup çalışıyor. Olmadı, bozuyor, yeniden yazıyor. Yani, dediğim dedik bir rejisör değil, herkesin fikrini alarak yaratıyor. Bence bu, oyunun başarısını artıracak.
‘İÇTENLİĞE ÖNEM VERDİM’
Saban: Öyküde içtenliğe çok önem verdim. Tarihsel olaylarda, kurgularda genellikle dramatik unsurlar aşırı süsleniyor; ama burada gerçek bir hikâye var ve fazla süse ihtiyaç yok. Hem devrim kendi çocuklarını yiyor, hem değişim sancısı var! Beni en çok etkileyen de kadınların bu öyküdeki yeriydi!
Saban: Evet, bu yüzden çok mutluyum; çünkü tamamen kadın kadrosuyla çalışıyoruz. Doğru oyuncularımızın çoğu kadın, dramaturgumuz, sahne asistanlarımız, tasarımcımız, dekoratörümüz… Bu durum da Cumhuriyet’in 100. yılına çok yakışıyor.
‘DEVEKUŞU KABARE’…
Saban: Bir kez pizzacı sahneye girdi! Kulise gelmiş, kimseyi bulamamış. Sahneye çıktı ve tüm seyirciler salonda, oyun devam ediyor. Pizzayı bırakıp gitti, bu kadarı oldu!
Serezli: Ben de Devekuşu Kabare’de bir skeçte oynuyordum. Metin Akpınar ile sahnem var, Zeki Alasya ise kapıcı rolünde! Böyle bir skeçte, sevgilim Metin Akpınar gece ziyarete geliyor, aynı zamanda kapıcıyla flört ediyorum. Dış ses olarak da “Sen geldin, bu gece gelmeseydin, ben seni hayal ettim” gibi bir şeyler geçiyor. Zeki, bir gün, kız arkadaşı orada teknisyen olarak otururken, Nevra ablaya bir şaka yapmak istemiş. O dış sesi neredeyse pornografik bir şekilde kaydetmiş. “Uf anam, bilmem ne, bu gece de sana geldim” gibi bir şey yapmış. O an, tam oyun sırasında, doğru ses yerine Zeki’nin yaptığı o gırgır sesi verdi. Ben sahnede beyaz gecelikle oturuyorum! Ne yaptığımı bilmiyorum. Gerçekten mor oldum, ateş bastı, seyirci ne olduğunu anlamadı. Metin donuk halde, Zeki de öyle, kaldık öylece. Hem güleyim mi, ağlayayım mı? Bu da unutulmaz bir anı oldu gerçekten.
– Çok da güzel bir anı olmuş.
GÜNDEM
18 April 2025EKONOMİ
18 April 2025GENEL
18 April 2025GENEL
18 April 2025GÜNDEM
18 April 2025SPOR
18 April 2025GÜNDEM
18 April 2025