Güneş’in, Güneş rüzgarları aracılığıyla uzaya püskürttüğü yüklü parçacık akımlarının kaynağı, uzun yıllardır bilim insanlarının ilgisini çeken bir gizem olmaya devam ediyor. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) ve NASA’nın ortaklaşa geliştirdiği Güneş Yörünge Aracı (Solar Orbiter), bu konuda yeni bilgiler sunarak merak edilen sorulara yanıt arayışında önemli bir adım atmış olabilir. Geçtiğimiz yıl, Solar Orbiter’ın Extreme Ultraviolet Imager (EUI) enstrümanı tarafından elde edilen görüntüler, Güneş rüzgarlarının kaynağına dair ipuçları sunmaktadır.
Güneş Rüzgarlarının Arkasındaki Mekanizmayı Anlamaya Başlıyoruz
Donanımhaber’in Science dergisinden aktardığına göre, araştırmacıların Solar Orbiter’ın çektiği görüntülerde Güneş’in “koronal delik” olarak bilinen karanlık bir bölgesinden çıkan pek çok jet gözlemlendi. Ekip, bu plazma yüklerini “pikoflare jetler” olarak adlandırdı; çünkü bu jetler, Güneş’teki en büyük patlamaların ürettiği enerjinin yaklaşık trilyonda biri kadar enerjiye sahiptir. Her bir jet, 20 ila 100 saniye arasında sürmekte ve plazmayı yaklaşık 100 km/s hızla uzaya salmaktadır. Bu gözlemler, uzun zamandır aranan Güneş rüzgarının kaynağını belirlemede önemli bir buluş olabilir.
Koronal delikler, bu fenomenin kaynak noktaları olarak kabul edilirken, bilim insanları bu plazma akışlarının nasıl oluştuğunu çözmeye çalışıyor. Max Planck Güneş Sistemi Araştırmaları Enstitüsü’nden çalışma lideri Lakshmi Pradeep Chitta, pikoflare jetleri hakkında şunları belirtti: “Gözlemlediğimiz pikoflare jetler, Güneş koronasında daha önce hiç gözlemlenmemiş en küçük ve en düşük enerjili jet türüdür… Ancak, yaklaşık 1 dakika süren bir pikoflare jetinin enerji içeriği, İngiltere’deki ortalama 10.000 hanenin bir yıllık enerji tüketimine eşittir.”
Chitta ve ekibi, Solar Orbiter’ı kullanarak koronal delikler ve diğer muhtemel Güneş rüzgarı kaynaklarını izlemeye devam edecekler. Bu gözlemler, auroraların oluşumunda rol oynayan plazma akışları hakkında daha fazla bilgi edinmemize ve Güneş’in koronasının yüzeyinden çok daha sıcak olmasının nedenine ışık tutabilir.
Güneş, Dünya’yı Nasıl Etkiliyor?
Güneş’in manyetik alanını ve Güneş rüzgarlarını anlamak, GPS ve telekomünikasyon gibi ağ tabanlı sistemlerle uyduları ve Uluslararası Uzay İstasyonu gibi alçak Dünya yörüngesindeki yapıları olumsuz etkileyen yüklü parçacık akımlarını yönetmek için son derece önemlidir. Güneş rüzgarı, Dünya’nın manyetik alanıyla çarpıştığında, kuzey ve güney ışıkları gibi büyüleyici auroraların oluşumunu tetikler.
Önceki gözlemler, gökbilimcilerin Güneş rüzgarının bir kısmının koronal delikler adı verilen manyetik yapılardan kaynaklandığını anlamalarına yardımcı oldu. Bu yapılar, manyetik alanın Güneş’e geri dönmek yerine dışarı doğru uzandığı bölgeleri temsil eder. Güneş’in manyetik alanı, o kadar geniştir ki Plüton’un ötesine kadar uzanır ve Güneş rüzgarının Güneş Sistemi boyunca seyahat etmesini sağlar.
Ancak bilim insanlarının merak ettiği bir diğer soru, yüklü parçacıkların ilk etapta nasıl serbest bırakıldığıdır. Solar Orbiter’ın gözlemleri, güney kutbunda küçük bireysel jetler içeren bir koronal delik yakaladı. Her bir jet, az miktarda plazma salarken, bu durum Güneş rüzgarının sanıldığından daha az sürekli bir akış olduğunu göstermektedir.
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce