İznik Gölü’nde Alg Patlaması ve Nedenleri

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

İznik Gölü’nde Alg Patlaması

Bursa’nın en büyük tatlı su kaynaklarından biri olan İznik Gölü’nde, son günlerde ‘siyanobakteri artışı’ olarak bilinen alg patlaması olayları yaşanmaktadır. Bu durum, göl çevresindeki tarım arazilerini ve sucul ekosistemleri tehdit etmektedir.

Alg Patlaması Nedir?

Alg patlaması, göllerde ve diğer sucul ortamlarda sıkça rastlanan bir olgudur. Siyanobakteriler, mavi-yeşil algler olarak da adlandırılan mikroskobik organizmalardır ve doğal olarak sularda bulunurlar. Ancak bu organizmaların aşırı çoğalması, “siyanobakteri çiçeklenmesi” veya “mavi-yeşil alg çiçeklenmesi” gibi durumlara yol açarak suyun kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Alg Patlaması Neden Olur?

Alg patlamalarının altında yatan birçok sebep bulunmaktadır:

• Yüksek Besin Madde Seviyeleri: Su kaynaklarına karışan fosfor ve azot gibi besin maddeleri, alglerin hızlı bir şekilde çoğalmasına neden olabilir.
• Su Sıcaklığı: Sıcak hava koşulları, su sıcaklığını artırarak siyanobakterilerin üreme hızını tetikleyebilir. Sıcak su, bu organizmaların daha hızlı büyümesine zemin hazırlar.
• Durgun Su Durumu: Göllerde suyun durgun kalması, siyanobakterilerin çoğalmasını kolaylaştırır. Durgun su, besin maddelerinin göl yüzeyinde yoğunlaşmasına neden olur.
• Fotosentez Yeteneği: Siyanobakteriler, fotosentez yapabilen organizmalar oldukları için yeterli güneş ışığı ve karbondioksit bulunduklarında hızla büyüyebilirler.
• Yabancı Tür İntroduksiyonu: Göllere yabancı türlerin (örneğin, balık türleri) taşınması, ekosistem dengesini bozarak alg patlamalarını tetikleyebilir.
• Kirlilik ve Çevresel Etkiler: Tarım ve sanayi kaynaklı kirlilik, göl suyunun kalitesini düşürebilir ve alglerin aşırı çoğalmasına yol açabilir. Ayrıca, kentsel gelişim ve arazi kullanımı değişiklikleri de bu durumu etkileyebilir.

Alg Patlamasının Zararları Nelerdir?

Siyanobakteri çiçeklenmeleri, göl ekosistemine önemli zararlar verebilir. Bu algler, sucul yaşamı tehdit eden ve insan sağlığına zararlı olabilen toksinler üretebilir. Bu nedenle, sucul ekosistemlerin yönetimi, besin maddelerinin kontrolü ve çevresel koruma önlemleri, siyanobakteri çoğalmasının kontrol altında tutulması açısından büyük önem taşımaktadır.