İlk Türk Kadın Doktor: Safiye Ali’nin Hayatı ve Başarıları

İlk Türk Kadın Doktor: Safiye Ali’nin Hayatı ve Başarıları

ABONE OL
January 23, 2025 21:36
İlk Türk Kadın Doktor: Safiye Ali’nin Hayatı ve Başarıları
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İlk Türk Kadın Doktor: Safiye Ali’nin Hayatı

İlk Türk kadın doktor olarak tarihe geçen Safiye Ali, hayatı ve başarılarıyla birçok insana ilham kaynağı olmuştur. Almanya’da bir sokağa adı verilen Safiye Ali’nin kim olduğu ve hayatı merak konusu oldu. Peki, Safiye Ali kimdir, nereli? İlk Türk kadın doktor Safiye Ali kaç yaşında öldü? İşte Safiye Ali’nin hayatı ve başarı hikayesi…

SAFİYE ALİ KİMDİR?

Safiye Ali, 2 Şubat 1894 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Babası, Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamid’in yaverlerinden biri olan Ali Kırat Paşa, annesi ise Şeyhülharem Hacı Emin Paşa’nın kızı Emine Hasene Hanım’dır. Safiye Ali, ailenin en küçük kızıydı ve dört kız kardeşi bulunmaktadır. Ailesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde çeşitli hizmetleri ve başarıları ile tanınmış bir ailedir. Dedesi Hacı Emin Paşa, 17 yıl boyunca Mekke şeyhülislamlığı yapmış ve hâlâ aktif olan beş vakıf kurmuştur.

Küçük yaşta babasını kaybeden Safiye Ali, dedesi Emin Paşa’nın Valideçeşme’deki konağında büyümüş ve burada eğitimine devam etmiştir. İstanbul’da Amerikan Kız Koleji’nde öğrenim gören Safiye Ali, Ocak 1916’da bu okuldan mezun olmuştur. Kolej yıllarında, tıp doktoru olma hayalini içtenlikle benimsemiştir. Kadın hastaların kadın doktorlara yönelmesi nedeniyle ülkede kadın doktor ihtiyacı vardı. Ancak o dönemde Darülfünun Tıp Fakültesi kadın öğrenci kabul etmiyordu. I. Dünya Savaşı sırasında maddi zorluklara rağmen Almanya’ya giderek Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde eğitim almaya başladı.

Dönemin Maarif Nazırı Ahmet Şükrü Bey’in desteğiyle devlet bursu alan Safiye Ali, Almanca’yı hızla öğrenerek derslere katılmaya başladı. Amerikan Koleji mezunu olması sayesinde, Bavyera Millî Eğitim Bakanlığı, sınavdan aldığı birincilik derecesi ile ona “doktor namzeti” unvanını vermiştir. 1921 yılında “bebeklerde iç Pakimenenjit kanaması” konulu tezi ile diplomasını almıştır.

İstanbul’a döndükten altı hafta sonra, kadın ve çocuk hastalıkları üzerine ihtisas yapmak için tekrar Almanya’ya gitmiştir. Burada Dr. Ferdinand Krekeler (sonradan aldığı adı ile Ferdi Ali) ile evlenmiştir. Haziran 1923’te Türkiye’nin ilk kadın doktoru olarak icazetnamesini almış ve eşi ile birlikte Cağaloğlu’nda bir muayenehane açmıştır. İlk başlarda tanınmadığı için muayenehanesine kimse gelmemiş, kadın olduğu için düşük vizite ücreti ödemek isteyen hastalar bile olmuştur.

İstanbul’da beş yıl boyunca doktorluk yapmış ancak karşılıksız olarak anne-çocuk sağlığına yaptığı hizmetler, klinik çalışmalarının önüne geçmiştir. Bu dönemde, ayrıca Amerikan Koleji bünyesinde açılan ilk kız tıp okulunda jinekoloji ve obstetrik dersleri vererek, kızlara tıp eğitimi veren ilk kadın öğretim üyesi olmuştur.

Süt Damlası Bakımevi, anne sütünden kesilen ve steril süt içme imkânına sahip olamayan çocuklar için, Fransız Kızılhaç’ı tarafından kurulmuş ve 1925’te Himaye-i Etfal Cemiyeti’ne devredilmiştir. Safiye Ali, burada gönüllü çalışmaları ile bakımevine büyük katkılarda bulunmuştur. Süt Damlası’ndaki çalışmaları, kadınları emzirmeye teşvik etme ve yetersiz beslenen çocukların sağlıklı beslenebilmesi amacıyla eğitimler düzenlemeye yönelikti. Ayrıca, sütten kesilmiş 1 yaş sonrası hasta ve zayıf çocukların bakımı için Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi Küçük Çocuklar Muayenehanesi’ni kurmuştur.

Londra, Viyana ve Bolonya’da düzenlenen kongrelerde Himaye-i Etfal Cemiyeti’ni temsil eden Safiye Ali, mesleğinin zirvesindeyken Süt Damlası’ndan ayrılmak zorunda kalmıştır. Ocak 1928’de yalnızca muayenehane doktorluğu yapıyordu ve bu tarihte İstanbul’daki muayenehanesi olan hekimler arasında tek kadındır. Bu dönemde toplum, kadın doktora o kadar yabancıydı ki, Malul Gaziler Büyük Ticaret Salnamesinde adı “Safiye Ali Bey” olarak geçmektedir.

Erken Cumhuriyet dönemindeki kadın hareketinin içinde yer alan Safiye Ali, 1928’de Bolonya’da toplanan Beynelmilel Kadın Doktorlar Konferansı’nda edindiği sosyal ve bilimsel izlenimleri Servet-i Fünun’da yayımlamıştır. Mesleki çalışmalarının yanı sıra, İstanbul’da başlayan feminist harekete katılmış ve Türk Kadınlar Birliği’nin Sıhhiye Komisyonu başkanlığını üstlenerek fuhuşla mücadele için çaba göstermiştir. Kanser teşhisi konulması üzerine Türkiye’den ayrılarak Almanya’ya yerleşmiş, II. Dünya Savaşı yıllarında sağlığı elverdiği sürece mesleğini sürdürmüştür. 5 Temmuz 1952’de Dortmund’da 58 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP