Aile İlişkilerinde Kayırma Dinamikleri

Aile İlişkilerinde Kayırma Dinamikleri

ABONE OL
January 23, 2025 21:28
Aile İlişkilerinde Kayırma Dinamikleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ben ve kardeşlerim, ortanca erkek kardeşimizin ziyareti için sabırsızlanırdık; annem, onun en sevdiği yemekleri hazırlardı. Bu durum, diğer kardeşler olarak bizim hoşumuza gitmezdi, çünkü böyle bir ayrıcalığı asla görmemiştik. “Mirasyedi oğul geliyor” diyerek bu duruma itiraz ederdik. Annem, onun diğer kardeşler kadar sık gelmediğini savunsa da, bu açıklama bize adil gelmiyordu. Altı kardeşten biri olarak, aslında aramızdan birinin kayırıldığını düşünmüyordum. Ancak geçen yıl bir aile buluşmasında, kimin aile içinde favori çocuk olduğu konusunda farklı görüşler dile getirildiğinde, bu farklı dinamiklerin aile fertleri üzerindeki etkileri ve farkında olmadan bizim hayatımızı nasıl şekillendirdiği üzerine düşünmeye başladım.

Araştırmalar, ebeveynler arasında “gözde çocuk” olma durumunun son derece yaygın olduğunu ve bunun çocuklar üzerinde uzun vadede ciddi etkiler yaratabileceğini gösteriyor. Ailelerin yaklaşık %65’inde görülen bu durum, birçok araştırmaya konu olmuştur. Psikologlar, ebeveynlerin kayırma tutumunu İngilizce kısaltmasıyla “PDT” (Parental Differential Treatment) olarak adlandırıyor. Ancak aynı ailenin içinde bu durum, bireyler için oldukça farklı şekillerde deneyimlenebilir.

ABD’deki Northeastern Üniversitesi’nden uygulamalı psikoloji uzmanı Profesör Laurie Kramer, ailede daha az ilgi görme hissinin bireyden bireye değişkenlik gösterdiğini belirtiyor. “Bu, insanların bir ebeveynin başka bir çocuğu kendilerine tercih ettiğine dair yaşadıkları bir deneyimdir,” diyor ve ekliyor: “Bu imtiyaz, daha fazla zaman ayırma, ilgi, övgü veya şefkat gösterme yoluyla kendini gösterebilir. Ayrıca, muhtemelen daha az kısıtlama ile daha fazla özgürlük ve disiplin cezasından muaf olma durumunu da içerebilir.” Ancak, bu durumun ailede herkes tarafından aynı şekilde algılanmadığı da önemlidir. Kramer, “Diğer kardeşin gözlemi, bireyin deneyimiyle örtüşmeyebilir ve ebeveynin yaptığına inandığı şey de farklılık gösterebilir,” diyor.

Kayırma hissini yaşamayan bireyler üzerinde ciddi sonuçlar doğurabilir. Araştırmalar, çocukların erken yaşlardan itibaren ebeveynlerin bir kardeşe diğerinden daha fazla ilgi gösterdiğini fark ettiğini ortaya koyuyor. Bu tür algılanan kayırmacılık, çocuklarda benlik saygısının azalması, kaygı, depresyon ve riskli davranışlar gibi çeşitli sorunlarla ilişkilendirilmektedir. Ayrıca, duygusal sağlık üzerinde dolaylı sorunlara yol açacak bir zincirleme etki de doğurabilir. Örneğin, Çin’deki araştırmacılar ebeveyn kayırmacılığının ergenlerde cep telefonu bağımlılığının bir nedeni olduğunu göstermiştir. Kanada’da gerçekleştirilen küçük bir çalışmada ise, sekiz evsiz gençten yedisi ebeveynlerinin bir kardeşlerini kendilerinden daha çok sevdiğini, kendilerinin ise her zaman “sorunlu çocuk” olarak görüldüğünü belirtmiş ve bu durumun aile bağlarını zayıflattığını ifade etmiştir. Bu çalışma, kayırmacılık deneyiminin çocuk açısından ne kadar derinleşebileceğini gösteriyor. Ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri ise yetişkinlik döneminde de devam edebilir; örneğin, anne kayırmacılığı, yetişkin çocuklarda daha yüksek depresyon seviyeleriyle ilişkilidir. Ebeveynlerin bir çocuğu diğerine tercih etmesi, yetişkinlikte de devam edebilir ve bu da kardeşlik ilişkilerine zarar vererek aralarındaki gerilim ve çatışmayı artırabilir. Kardeşlerle sağlıklı ilişkiler kurmak, hayat boyu mutluluğumuz ve sağlığımız için kritik öneme sahip olduğundan, bu durum özellikle endişe vericidir.

EBEVEYNLER KAÇINAMAZ MI?

Ergenler ve ebeveynleri üzerine yapılan araştırmalar, ailelerin bu konuda açıkça konuşmaya yatkın olmadığını gösteriyor; bu da yanlış anlamaları ve incinmeleri ortadan kaldırmayı zorlaştırıyor. Kramer, “Bu durum, kimsenin suçlandığını veya bunun kendi hatası olduğunu hissetmediği bir şekilde hassasiyetle ele alınırsa, tüm taraflarla daha açık konuşmalar yapılabilir,” diyor. Örneğin, bir kardeşe karşı yapılan farklı davranışlara dair bir çocuğun sorusuna ebeveynin bir neden sunması, çocuğun bunun pratik bir sebebi olduğunu ve kardeşinin daha çok sevilmesiyle ilgili olmadığını anlamasına yardımcı olabilir.

Kendi ailemde de kayırmacılık konusunu hiç gündeme getirmemiştik. Ancak, o buluşmada yapılan yorumların ardından kardeşlerimle daha fazla konuştuğumda, annemin bazen, muhtemelen ilk çocuk olduğu için, en büyük kardeşimize özel bir muamele yaptığını hatırladık. Aynı zamanda babamız, ortanca kardeşimizi kurnaz olduğu için sık sık överdi; bu da onun hayranlık duyduğu ve ikisinin paylaştığı bir özellikti. Ortanca kardeşimiz ziyarete geldiğinde yapılan yemekler de bu küçük farklılıklara örnek teşkil edebilir. Küçük görünen bu detaylar, zamanla daha büyük sorunlara dönüşebilir ve hatta kızgınlığa yol açabilir. Özellikle çok çocuklu ailelere kıyasla sadece iki çocuğu olan bir ailede kayırmacılığın daha derin etkileri olabilir; bu, diğer kardeş için ceza veya dışlanma hissi yaratabilir.

KAYIRMACILIKTA ÖNEMLİ ETKEN: ÇOCUĞUN BENZERLİĞİ

ABD’de Ulusal Yaşlanma Enstitüsü tarafından finanse edilen ve çeşitli üniversitelerden uzmanların katkısıyla gerçekleştirilen Aile İçi Farklılıklar üzerine uzun dönemli bir çalışma, kuşaklar arası ilişkileri daha iyi anlayabilmek amacıyla 20 yıl boyunca farklı aileleri takip etti. Çalışmanın bir parçası olarak, araştırmacılar kayırmacılıkla ilgili ebeveynlere bir soru yönelttiler. Birçok ebeveynin ilk kez karşılaştığı bu soru, “En çok hangi çocuğunuza duygusal yakınlık hissediyorsunuz?” şeklindeydi. Biraz düşündükten sonra annelerin büyük bir kısmı (%75) çocuklarından birinin adını verdi. Geri kalan ebeveynler ise hiçbirini seçmemiş veya hepsine eşit derecede yakın hissettiklerini ifade etti. Ayrıca, kime karşı daha fazla hayal kırıklığı ve çatışma hissettikleri de soruldu. Bu soruya verilen yanıtların yaşam boyu sonuçları olduğu görülmüş; erken yaşta “hayal kırıklığı yaratan” çocuk olarak tanımlanan bireylerin daha sonra da bu şekilde muamele gördüğü tespit edilmiştir.

Doğum sırası, kayırmacılığın bazı yönlerinde rol oynasa da, bunun etkisi genellikle varsayıldığı kadar fazla değildir. Özellikle, ilk doğanın doğal olarak “altın çocuk” olarak seçileceği yönündeki inanç, bilimsel araştırmalarla desteklenmemektedir. Missouri Üniversitesi’nden Megan Gilligan, duygusal yakınlık açısından son doğan çocukların, ortanca veya ilk çocuktan daha fazla tercih edildiğini ifade ediyor. Ancak ebeveynlerin duygusal yakınlığının en güçlü belirleyicisi, çocuğun kendilerine olan benzerliği ile ilgilidir.

KAYIRILMANIN DEZAVANTAJLARI

Gilligan, kayırmacılıktan kaynaklanan zayıf kardeş ilişkilerinin, daha az tercih edilen kardeşin kendisi hakkında daha yetersiz hissetmesine ve ebeveynle daha az olumlu bir ilişkiye sahip olmasına neden olabileceğini belirtiyor. “Altın çocuk” olmanın dezavantajları da vardır: “En sevilen çocuk olmanın birçok faydası olmasını bekleyebilirsiniz, ancak bu durum yetişkin çocuklarda duygusal sıkıntıya yol açabilir. Kayırmacılığın, kayırılan çocuklar için daha yüksek depresyon belirtileriyle ilişkili olduğunu gördük. Bunun nedeni, en sevilen çocuk olmanın, o çocuğun kardeşleriyle ilişkilerinde çatışma yaratmasıdır. Yetişkinlikte kardeşlerle yaşanan bu gerilim ruh hali üzerinde olumsuz bir etki yaratır.” Bu durum, ilerleyen dönemlerde eşit olmayan bir yükümlülüğe de yol açabilir; ebeveynlerden biri aile bakımına ihtiyaç duyduğunda, genellikle kayırıldığını düşündükleri çocuklarına yönelirler.

Kramer, tüm çocuklara aynı şekilde davranmanın çözüm olmadığını vurguluyor. “Çocuklara her durumda aynı şekilde davranmak imkansızdır ve çocuklar da bunu istemez. Onlar, kim olduklarının, yaşlarının, cinsiyetlerinin ve kişiliklerinin anlaşılmasını istiyorlar.” Daha bilinçli bir yaklaşım, ebeveynlerin sürekli olarak adil olmayan durumlara neden olmaktan kaçınmalarına yardımcı olabilir. Önemli olan, çocukların kayırmacılık modelini öğrenebileceği ve bunu kendi ebeveynlik tarzlarına ve ilişkilerine uygulayabilecekleridir: “Eğer bu durumu fark etmez ve bu zinciri kırmak için harekete geçmezsek, muhtemelen aynı davranışları sergilemeye devam ederiz.”

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP