Günlük yaşamda benimsenen hareketsiz yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, birçok sağlık sorununa yol açmaktadır. Özellikle hareketsiz yaşam ve sağlıksız beslenme, şeker hastalığı (diyabet) riskini artırarak, Türkiye’de son yıllarda en çok artış gösteren hastalıklar arasında yer almaktadır. Uzmanlar, diyabetin birdenbire ortaya çıkan bir hastalık olmadığını, vücutta çeşitli sorunların önceden belirebileceğini ve bunun sonucunda glikoz seviyesinin normalin üstüne çıkabileceğini vurguluyor. Ancak bazı özel durumlarda, kan şekeri ölçümündeki değerler, şeker hastalığı teşhisi için yeterince yüksek olmayabilir. Bu durum “gizli şeker” olarak adlandırılmaktadır.
Gizli şeker tanısı, açlık ve tokluk kan testleri ile yapılmaktadır, ancak tanı konulması için hastayı doktora yönlendiren belirti ve bulguların varlığı önemlidir. Kişilerde gözlemlenen aşırı acıkma, hızlı yemek yeme ve açlığa tahammülsüzlük gibi belirtiler, diyabet hastası adayı olduklarını gösterir.
Gizli şeker, açlık ve tokluk kan şekeri arasında dalgalanmalara neden olmaktadır. Bu dengesizlik, tatlı yeme krizlerine yol açabilir. Gizli şekerin en önemli semptomlarından biri de halsizlik ve uyku hali olarak kendini gösterir. Baş, boyun ve ense bölgelerinde terlemeler ile ani öfke krizleri de sık görülen belirtilerdir. Gizli şeker hastaları, hastaneye başvurduklarında genellikle ani şeker düşmesi atakları ile karşılaşmaktadır. Normal bir bireyde öğün aralıkları 4-5 saatken, gizli şeker hastalarında bu süre 2 saate kadar düşebilir. Bu durumda, hastanın hızlı yemek yemesi ya da tatlı krize girmesi beklenebilir.
Gizli şeker riski, aşağıdaki faktörlere bağlı olarak artmaktadır:
Uzmanlar, risk grubundaki bireylerin düzenli şeker kontrolü yaptırmalarını önermektedir.
Gizli şeker, yaşam tarzı değişiklikleri ile geri döndürülebilir bir durumdur. Tedavi süreci, sağlıklı beslenme ve düzenli fiziksel aktivite ile desteklenmelidir. Sebze, meyve, yağsız kırmızı et, tavuk eti, balık, bakliyat ve tam tahıllar gibi gıdaların dengeli bir şekilde tüketilmesi önemlidir. Sağlıklı beslenme, hem kilo kontrolüne hem de gizli şekerin şeker hastalığına dönüşümünü engellemeye yardımcı olur. Ayrıca, günlük adım sayısının 7500’ün üzerinde olması (mümkünse 10 bin adım) önerilmektedir.
İnsülin direnci ile gizli şeker, farklı durumları ifade etmektedir. İnsülin direncinde, açlık ve/veya toklukta kan şekerleri henüz yükselmemiştir. Ancak yüksek insülin direnci, zamanla gizli şeker ve ardından aşikar şeker hastalığına yol açabilir. Gizli şeker, vücutta şeker hastalığının oluşturabileceği hasarlara benzer zararlar meydana getirmektedir. Bu durum, göz, böbrek, sinir hasarı ve damar sertliği gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce