Halk arasında kuşak hastalığı veya gece yanığı olarak bilinen Herpes zoster, genel adıyla zona, varisella zoster virüsünün neden olduğu bir hastalıktır. Bu hastalık, geçmişte su çiçeği geçirmiş bireylerde ortaya çıkar ve genellikle vücudun bir tarafında su dolu, ağrılı kabartılarla kendini gösterir. Peki, zona hastalığı neden olur? Hangi bölgelerde görülebilir? Tehlikeli midir? İşte bu soruların yanıtları:
Su çiçeği (Varisella) hastalığı sonrası, varisella zoster virüsü vücut sinir hücrelerine yerleşerek yıllar boyunca inaktife geçebilir. Bağışıklık sisteminin zayıflaması veya bozulması durumunda, virüs yeniden aktif hale gelir ve aksonlar boyunca ilerleyerek sinir bölgelerindeki deride enfeksiyona yol açar. Zona kabartıları genellikle 2-4 hafta içinde iyileşir, ancak sinir ağrıları (postherpetik nevralji) kalıcı hale gelebilir. Zona hastaları, başkalarına (özellikle çocuklara) su çiçeği bulaştırabilir; ancak zona kendisi bulaşıcı değildir. Çünkü zona, vücutta yerleşmiş virüslerden kaynaklanır ve havadan bulaşmaz.
Zona hastalığı, viral bir enfeksiyon olarak, vücudun herhangi bir bölgesinde ortaya çıkabilir. Ancak çoğu vakada, gövdenin bir tarafında tek bir kabarcık şeridi şeklinde görülür. Bu hastalık, su çiçeğine neden olan varicella zoster virüsünden kaynaklanır. Normalde, kişi su çiçeği geçirdikten sonra, virüs omurilik ve beynin yakınındaki sinir dokularında inaktif kalmaya devam eder. Yıllar sonra, virüs tekrar aktif hale gelerek zona hastalığının belirtilerini ortaya çıkarabilir.
Zona, hayatı tehdit etmeyen bir durum olmasına rağmen, oldukça acı verici bir deneyim olabilir. Aşı olmak, bireylerde zona görülme riskini azaltırken, erken tedavi de hastalığın süresini kısaltmakta ve komplikasyon riskini düşürmektedir.
Çocukluk döneminde vücuda alınan su çiçeği virüsü (Varisella Zoster), uzun süre uyku halinde kalabilir. Bağışıklık sistemini zayıflatan hastalıklar (örneğin ağır grip, AIDS veya kanser) veya yaşın ilerlemesi durumunda, virüs tekrar aktifleşerek zona hastalığına neden olur. Özellikle 50 yaş üzerindeki bireylerde bu durum yaygındır; zona vakalarının %70’i bu yaş grubundaki kişilerden oluşur. 80 yaşına gelen bir bireyin zona olma ihtimali %50’dir.
Zona hastalığının belirtileri arasında şunlar yer alır:
Birçok durumda, zona belirtileri vücudun yalnızca bir tarafını etkiler. İlk olarak ağrı, yanma veya karıncalanma hissedilir. Daha sonra, birkaç gün sonra kırmızı döküntüler ortaya çıkar. Bununla birlikte, dokunmaya karşı hassasiyet, kaşıntı ve içi sıvı dolu kabarcıklar da görülebilir. Nadir durumlarda, ateş, baş ağrısı, ışığa duyarlılık ve yorgunluk gibi belirtiler de ortaya çıkabilir. Ağrı genellikle zona hastalığının ilk belirtisidir ve bazı bireylerde oldukça yoğun hissedilir. Ağrının konumuna bağlı olarak, kalp, akciğer veya böbreklerde başka sorunların belirtisi olarak algılanabilir.
Eğer zona, göz çevresinde etkili olursa, acil tıbbi yardım gereklidir. Tedavi edilmezse, kalıcı göz hasarına yol açabilir. 60 yaş üzerindeki bireyler, bağışıklık sistemi zayıf olanlar ve komplikasyon riski taşıyanlar hemen doktora başvurmalıdır.
Zona tanısı genellikle muayene ile konulur. Eğer muayene ile tanı konulamazsa, nadiren laboratuvar testleri uygulanabilir. Tzank testi adı verilen yöntemde, lezyondan bir örnek alınarak mikroskop altında incelenir. Ancak sadece ağrı, zona tanısı koymak için yeterli değildir; deri döküntüsünün başlaması gerekmektedir.
Zona hastalığının kesin bir tedavisi yoktur, ancak doktor tarafından önerilen antiviral ilaçlar, tedavi sürecine erken başlamak suretiyle iyileşmeyi hızlandırabilir ve komplikasyon riskini azaltabilir. Ayrıca, ağrı kesici ilaçlar ve kremler de semptomların şiddetini azaltmak için reçete edilebilir. Zona tedavi sürecinde alkol tüketiminden kaçınmak önemlidir, çünkü alkol bazı ilaçların etkisini azaltabilir ve yan etki riskini artırabilir.
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce