İngiltere’deki bilim insanları, evrenin ilk yıldızlarının ne zaman doğduğunu belirleme konusunda büyük bir adım attı. Kraliyet Astronomi Topluluğu’nun aylık bildirimlerinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, yıldızlar, Büyük Patlama’dan yaklaşık 250 ila 350 milyon yıl sonra gerçekleşen “kozmik şafak” döneminde ortaya çıktı.
Uzun süredir kozmik şafağın başlangıcı üzerine araştırmalar yürüten University College London‘dan Profesör Richard Ellis, BBC’ye verdiği demeçte, “Evrenin ilk kez ne zaman yıldız ışığıyla yıkandığına dair ikna edici kanıtlar elde ettik,” şeklinde konuştu.
Bu çalışmada, en uzak altı galaksi incelendi. Uzaklıkları nedeniyle, bu galaksiler dünyanın en güçlü teleskoplarıyla bile yalnızca bilgisayarda birkaç piksel olarak görülebildi. Araştırmayı yöneten Cambridge’deki Kavli Astronomi Enstitüsü‘nden Dr. Nicolas Laporte, bu olayın “modern kozmolojideki en büyük sorulardan biri” olduğunu belirtti ve “Evren tarihindeki bu önemli anın ne zaman gerçekleştiğine dair gözlemlerle ilk kez tahmin yapabildik,” dedi.
Dr. Laporte, çalışmanın sonuçlarını “bir rüyanın gerçekleşmesi” olarak tanımlayarak, “Işık parçacıklarının 13 milyar yıldan fazla bir süredir uzayda seyahat ettiğini ve sonunda bir teleskopa girdiğini düşünmek harika. Astrofizikçi olmanın en güzel yanı, zamanda yolculuk yapabilme ve uzak geçmişe tanık olma yeteneğidir,” diye ekledi.
Evren, 13,8 milyar yıl önce Büyük Patlama ile oluştu. İlk yıldızların doğumu ise evrenin kozmik karanlık çağlar olarak bilinen bir döneminin ardından geldi. Yeni araştırmaya göre, bu ilk yıldızlar, Büyük Patlama’dan 250 ila 350 milyon yıl sonra evrene ışık getirmeye başladı.
Bu çalışma ayrıca, ilk galaksilerin yeterince parlak olduğunu ve NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu tarafından da gözlemlenebileceğini ortaya koyuyor. Astronomlar, bu olası görüntülemelerle birlikte evrenin evrimindeki bu kritik ana doğrudan tanık olma fırsatını yakalayabilirler. İskoçya Kraliyet Astronomu Profesör Catherine Heymans, bu ihtimal nedeniyle “çok heyecanlı” olduğunu belirtti ve “Dünya gezegeninde küçük bir medeniyet olan insanlık olarak, uzaya gönderebileceğimiz ve Büyük Patlama’dan yalnızca birkaç yüz milyon yıl sonra evrene bakabileceğimiz bir teleskop yaratabilmemiz ne kadar muazzam bir başarı değil mi?” diye konuştu.
Söz konusu ilk yıldızların çoğu, Güneş’ten oldukça farklıydı. Güneş’e göre daha büyük ve yalnızca hidrojen yakan bu yıldızlar, daha ağır periyodik tablo elementlerinin oluşumuna da zemin hazırladı. Hidrojen, helyum ve lityum dışındaki her şey, bu yıldızların ömürlerinin sona erdiği anlarda patlayarak oluşur. Bu nedenle, insanlık da kozmik şafağa yakın dönemlerde doğan yıldızların evriminin bir ürünü olarak var oldu. Profesör Ellis, bu konuda, “Biz kendimiz yıldız evriminin ürünü olduğumuz için kendi kökenimize bakıyoruz,” dedi.
Çalışmalar sırasında ekip, galaksilerin ne kadar uzakta olduğunu da hesapladı. Bu galaksilerden gelen ışığın bize ulaşması zaman aldığından, galaksiler ne kadar uzaktaysa, astronomlar da onları o kadar geçmişe doğru gözlemleyebiliyor. İncelenen altı galaksi, teleskopların gözlem yeteneğinin sınırında yer alıyor ve bu nedenle bilinen en eski galaksiler arasında sayılıyor. Yapılan ölçümler, ekip tarafından evrenin 550 milyon yaşında iken bu galaksileri gözlemlediklerini doğruladı.
Galaksilerin yaşını ve ne zaman var olduklarını bilmek, ilk yıldızların doğum zamanını hesaplamada önemli bir rol oynadı. Daha önce yalnızca tekil galaksilere yönelik tahminler yapılmıştı, ancak bu çalışma, bir grup galaksiye dayanan ilk anlamlı tahminlerin yapıldığı araştırma olma özelliği taşıyor.
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce