Prof. Dr. Mehmet Ceyhan’dan Koronavirüs ve Bağışıklık Üzerine Açıklamalar

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs geçiren bireylerin bağışıklık durumunun ne kadar süreceği konusunda belirsizliklerin bulunduğunu ve hastalık geçirenlerin toplumda bağışıklık oluşturmasının, salgının sona ermesine yol açacak bir yöntem olmadığını vurguladı. Ceyhan, tarih boyunca hiçbir hastalığın toplumda bağışıklık geliştirerek kontrol altına alındığını örneklendirdi. “Genellikle ya virüs mutasyona uğrar ya da etkili bir aşı geliştirilir. İnsanların hasta olmasını bekleyip, ‘sürü bağışıklığı’ ya da ‘toplumsal bağışıklık’ oluşturmayı hedeflemek, insani bir yaklaşım değildir. Her gün yaklaşık 80 kişi hayatını kaybediyor ve bu kayıplar bizim yakınlarımız olabilir. Bu nedenle, hiçbir ülke ‘toplumsal bağışıklık stratejisi uyguluyorum’ diyemez ve bu yaklaşımın garantisi yoktur” dedi.

Bu Hastalık Farklı Bulaşıyor

Prof. Dr. Ceyhan, koronavirüsün antikor gelişimi ile bağışıklık kazanımının aynı anlama gelmediğini belirtti. “İnsanlar, bu hastalığı grip ile karıştırma eğiliminde. Gripte her hastalanan kişi, belli bir oranda virüsü bulaştırır. Ancak koronavirüsün bulaşma şekli oldukça farklı. Örneğin, 100 virüs alan bir bireyin 40’ı hiç bulaştırmıyor, 40’ı 1-2 kişiye bulaştırıyor, 20’si ise süper bulaştırıcı olarak yüzlerce kişiye hızla yayılıyor. Dolayısıyla, bağışık hale gelen bireylerin ne kadarının bulaşıcı özelliği olmadığını ve ne kadarının süper bulaştırıcı olduğunu kestiremeyiz. Bu nedenle tedbirlere sürekli devam etmek zorundayız” diye ifade etti.

Toplumun Yüzde 60’ı Aşılansa Bile Maskeler Çıkmayacak

Prof. Dr. Ceyhan, önümüzdeki yılın başlarında bir veya birkaç aşının piyasaya sürülme olasılığının yüksek olduğunu belirtti. “Aşının etkisi, hem bireysel hem de toplumsal korunma için kritik öneme sahiptir. Örneğin, yüzde 90 etkili bir aşı, sizi o oranda koruyacaktır. Ancak, nüfusun en az yüzde 60’ı aşılanmadan kimsenin maskesini çıkarıp, sosyal mesafeye dikkat etmeden dolaşması mümkün değil. Gözlemlediğim kadarıyla, birçok insan aşı olduktan sonra maskeye ve mesafeye ihtiyaç duymayacaklarını düşünüyor. Bu oldukça yanlıştır. Toplumsal koruma sağlanana kadar bu önlemler devam edecektir. Toplumsal korunma için, eğer yüzde 90 etkili bir aşı varsa, nüfusun en az yüzde 66’sının aşılanması gerekir. Bu da ortalama 130-140 milyon doz aşının temin edilmesi gerektiği anlamına gelir. Türkiye’nin böyle bir miktardaki aşıyı temin etmesi ise birkaç yılı bulabilir” şeklinde konuştu.