Tsunami, genellikle depremler, volkanik patlamalar ve diğer su altı olayları (insan yapımı patlamalar, su altı heyelanları, buzul parçalanmaları, meteorit çarpması gibi) sonucunda meydana gelen, okyanus, deniz ve büyük göllerde oluşabilen, olağanüstü yükseklik ve uzunluktaki dalgaların adıdır. Tsunamiyi tetikleyen en yaygın nedenler arasında depremler yer alsa da, su yüzeyindeki olaylar da tsunamileri tetikleyebilir.
Evrim Ağacı’ndan Çağrı Mert Bakırcı’nın haberine göre, tsunamileri, rüzgarlar veya gelgitlerin neden olduğu, daha tanıdık olan yüzey dalgalarından ayıran en önemli fark, tsunamilere özgü iki dalga tepesi arasındaki mesafenin (dalgaboyu) oldukça büyük olmasıdır. Yüzey dalgaları genellikle daha kısa mesafelerde hareket ederken, tsunamilerde bu mesafe yüzlerce kilometreye kadar çıkabilir. Bu durum, tsunami öncesinde kıyı sularının geri çekilmesine yol açar. Aşağıdaki görseldeki kırmızı parçacıklar takip edilerek bu durum net bir şekilde gözlemlenebilir:
Dalga önündeki su ritmik olarak geri çekiliyor. Bu işaret, çok kısa bir süre içinde kıyıya tsunami vuracağının en önemli belirtisidir. (Wikipedia)
Tsunamilerin oluşmasına en çok neden olan jeolojik unsurlar; bindirme fay hatları ve ters fay hatlarıdır. Yıkıcı tsunamilerin %10-15’i, doğrultu atımlı depremler sebebiyle meydana gelir. Bu tür depremlerde okyanus tabanı yatay olarak kayar. Tsunamilerin başka bir nedeni de kıyılarda meydana gelen büyük heyelanlar, kaya düşmeleri veya buzul parçalanmalarıdır. Bu tür olaylar, tsunamiyi tetikleyebilse de, daha nadir görülmektedir. Bu tsunamileri tehlikeli kılan, depremlerin aksine, genellikle hiçbir uyarı vermeksizin meydana gelmeleri ve çevrede büyük yıkımlara neden olabilmeleridir.
Örneğin, 17 Temmuz 1998’de Papua Yeni Gine’de yaşanan 7.0 büyüklüğündeki bir deprem, heyelanları tetiklemiş ve bu durum sonucunda oluşan tsunami, 2.200 kişinin ölümüne ve 10.000 kişinin evsiz kalmasına yol açmıştır. Ayrıca, su altı ve su üstü volkanik faaliyetler de tsunamileri tetikleyebilir. Özellikle lav fışkırmaları, deniz altı volkan patlamaları, kaldera oluşumları ve volkanik heyelanlar, büyük miktarda suyun yer değiştirmesine neden olarak tsunamileri oluşturabilir. Hava olayları, özellikle de şiddetli hava basıncı değişimleri, meteotsunami adı verilen tsunamileri de tetikleyebilir.
Tsunamiler genellikle dalga büyüklüğü ile anılsa da, bir tsunaminin dalgaları her zaman büyük olmak zorunda değildir. Asıl önemli olan, yüzeyin altında büyük miktarda suyun yer değiştirmesidir. Bir fay hattı kırıldığında ve su kolonu aniden yer değiştirirse, bu durum normal yüzey dalgalarından çok daha büyük miktarda suyun yer değiştirmesine neden olur. Tsunamilerin derin denizlerde meydana gelen dalgaları, kıyıya yaklaştıkça su derinliğinin azalması nedeniyle yükseklik kazanır. Rüzgarlarla oluşan yüzey dalgalarında, iki dalga arasındaki mesafe genellikle 100 metre kadar iken, derin okyanusta yaşanan tsunamilerde bu mesafe 200 kilometreyi bulabilmektedir. Okyanus açıklarında bu dalgalar, çoğu zaman sadece 30 santimetre ile 1 metre arasında büyüklüklere sahiptir ve saatte 800 kilometreye kadar hızla hareket edebilirler; bu da onları gözle görünmez hale getirebilir.
Kıyıya ulaşan tsunamiler, hızla yavaşlayarak saatte 30-50 kilometre hıza düşer ve kıyıya vurmadan önce kıyı sularının geri çekilmesine neden olur. Ancak bu geri çekilme, gerçek gelgitlerde olduğu gibi Ay ve Güneş’in etkisiyle değil, tsunami dalgalarının kendisi tarafından oluşturulmaktadır. Bu nedenle, tsunamilerin “gelgit dalgası” olarak adlandırılması yanlıştır. Ay ve Güneş kaynaklı gelgit döngüleri ile örtüşmeyen su çekilmeleri, tsunamilerin en belirgin işaretlerindendir. Bu tür anormal kıyı suyu aktiviteleri görüldüğünde, derhal yüksek bir yere ulaşılmalı ve kıyıdan uzaklaşılmalıdır. Sonrasında dalganın gücüyle kıyıya gelen su, genellikle giderek büyüyen dalgalar oluşturur. Ancak, bazı tsunamiler sadece birkaç santimetre veya metre büyüklüğünde olabilir. Önemli olan, açığa çıkan büyük miktarda suyun kıyıya vurmasıdır.
Kıyıya ulaşan tsunamiler, genellikle dev dalgalardan ziyade, güçlü bir sel veya şiddetli bir gelgit dalgası gibi görünmektedir. Ancak bir tsunami, bazen ufku dolduran bir su duvarı olarak da algılanabilir. Tüm tsunamilerin aynı şekilde görünmeyeceği unutulmamalıdır. Aşağıda, kameraya yansıyan bazı tsunamilerin görüntüleri yer almaktadır:
Bir tsunaminin oluşması için okyanusa ihtiyaç yoktur. Akdeniz ve Ege Denizi’nde birçok tsunami meydana gelmiş ve bu olayların önemli bir kısmı Yunanistan ve Anadolu yarımadalarında yıkıma neden olmuştur. Örneğin, 1999 depremi sırasında İzmit Körfezi’nde tsunami faaliyeti gözlemlenmiştir.
Tarihte Akdeniz ve Ege’de meydana gelen tsunamiler. Kırmızı noktalar büyük yıkımlara, sarı noktalar orta düzeyde yıkımlara, beyaz noktalar hafif yıkımlara karşılık gelmektedir.
Kaynak: Tsunami Alarm System
Büyük göllerde bile tsunami oluşumu mümkündür. Daha önce göllerde yaşandığı kaydedilen bazı tsunamiler şunlardır:
GÜNDEM
10 gün önceEKONOMİ
10 gün önceGENEL
10 gün önceGENEL
10 gün önceGÜNDEM
11 gün önceSPOR
11 gün önceGÜNDEM
11 gün önce